Duygu Yılmaz, zeytin özütünden çevreyi koruyan, insan sağlığıyla uyumlu, gıdaların raf ömrünü artıran ve ucuz plastik yüzeyler üreten başarılı bir kadın girişimci. ‘Biolive’ adlı bu projeyle yabancı firmalardan da teklif almasına rağmen ülkesinde kalmaya karar verdi ve şirketini kurdu. Şimdilerde ise sahip olduğu Ar-Ge laboratuvarında çalışmalarına devam ediyor.

Küresel ekonomik kalkınma hedeflerinin başarılmasında kadın istihdamının önemine artık her platformda dikkat çekiliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kadın 20 Açılım Grubu’nun zirve toplantısı konuşmasında, ‘kadın ve erkeklerin iş gücüne katılımı arasındaki farkı yüzde 25 oranında azaltma hedefine ulaşmanın 10 yıl içinde dünyada 100 milyon kadını iş gücüne kazandırmak anlamına geldiği’ şeklindeki söylemi oldukça çarpıcıydı.

Özellikle son yıllarda ülkelerin stratejik planlarını kadın istihdamının artırılması üzerine kurması yönündeki dinamiklere dayanarak, kadın istihdamının artırılması için kadın girişimciliğinin desteklenmesi gerektiğini de rahatlıkla söyleyebiliriz.

BİYOPLASTİK PAZAR İÇİN

KADEM ve TÜBİTAK Martek’in kadın girişimciliğini desteklemek üzere başlattığı ve iki yıldır uygulamakta olduğu İnovasyonda Kadın Projesi, bu hedefi gerçekleştirmeye yönelik önemli bir proje. Başarılı kadın hikayelerine yer verdiğimiz bu yazı dizisinde, bu hafta 2016’da düzenlenen İnovasyonda Kadın Girişimcilik Kampı’na katılarak ilk 5’te yer alan Duygu Yılmaz’ın başarı hikayesini paylaşmak istiyorum.

Duygu Yılmaz, ‘Biolive’ ismini verdiği zeytin özütünden antimikrobiyal bioplastik yüzeyler üretme projesi ile doğada zamanla kaybolarak çevreyi koruyan, antibakteriyal özelliğiyle insan sağlığıyla uyumlu, gıdaların raf ömrünü artıran ve ucuz plastik yüzeyler üretiyor. Biyo atıklardan üretilen doğada kaybolabilen, çevreci plastiklerin; gıda ambalajlama, saklama kapları, buzdolapları ve ev aletleri ile ilgili kullanım alanları olacak. Böylece Yılmaz, piyasanın biyoplastik pazarına olan yönelimini fark edip çalışmalarını kendi ekolojik kaygılarıyla da birleştirerek iş fikri ve planına dönüştürmüş oldu.

TEKNOLOJİYE KADIN AKTÖR

Duygu Yılmaz’ın başarı hikayesinde dikkat çekilmesi gereken en önemli noktanın girişimcilikte kadın bakış açısının gerekliliği olduğunu düşünüyorum. Yılmaz, doğrudan kadınları hedefleyen bir iş fikri üzerine odaklanmış olmasa da kadınların yoğun olarak bulunduğu niş alanlarda yine kadın bakış açışıyla iş fikrini geliştirmiş. Toplumun yarısını oluşturan ve hayatın her alanında yer alan kadınların hayatlarını kolaylaştıracak ürünler, tasarımlar, uygulamalar, teknolojiler kadınların aktörü olduğu bir dünyada mümkün. Dolayısıyla kadınlar inovasyon, teknoloji, girişimcilik gibi alanlarda ne kadar fazla yer alıp söz sahibi olursa kadın bakış açısı da o kadar yaygınlaşır.

AĞLAR GÜÇLENDİRİLMELİ

Yılmaz, 28 yaşında genç bir kadın olarak bu yoldaki adımlarını büyük riskler alarak attı. Fikir üretilmesine müsaade edilmeyen ortamlardan, iş hayatında kadın olmanın getirdiği yıpratıcı süreçlerden geçmesine rağmen aldığı eğitimlere ve projesine olan güveni sayesinde iş fikrini hayata geçirme başarısını gösterdi. Duygu Yılmaz gibi nitelikli ve girişimci kadınların cesareti ülkemiz için oldukça değerli. Kamu, özel sektör, medya ve sivil toplum olarak ise hepimizin üzerimize düşen sorumlulukları var elbette. Kadınlarımızın girişim ve cesaretlerini başarıya dönüştürmesi ve kadınların özellikle inovasyon, teknoloji gibi daha erkek yoğun alanlarda daha fazla yer alarak kadın bakış açısını bu alanlara taşımalarını sağlamak adına kadınların ekonomik, sosyal ve siyasi ağlarının güçlendirilmesi yönündeki çalışmalar oldukça önemli.

GİRİŞİMCİ 110 BİN KADIN VAR

Ülkemizde kadın girişimcilerin sayısının yıldan yıla artış göstermesi sevindirici bir gelişme. 2015’te 97 bin olan kadın girişimcilerin sayısı 2016’da 110 bin olarak kayıtlara geçse de oran olarak bakıldığında hâlâ olması gereken seviyeye ulaşmak için çalışmamız gerektiğini görüyoruz. Bu noktada kadın girişimciliğini teşvik eden, kolaylaştıran yasal düzenleme ve uygulamaların yanında kadının ekonomik hayata katılımı yönünde çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşlarının meseleyi sürekli gündemde tutması ve takip etmesi oldukça önemli.

YABANCI FİRMALARDAN TEKLİF ALDI

Kadın girişimcilere iş fikirlerini hayata geçirme, iş kurma ve sonrasında takip-destek programları gibi fırsatlardan yararlanan Duygu Yılmaz, yabancı firmalardan da teklifler almasına rağmen ülkesinde kalmaya karar vermiş. Ülkemizin üreten insana ve kadınlara ihtiyacı olduğuna inandığını dile getiren Yılmaz, Türkiye’nin önde gelen firmalarından yatırım almış ve şirketini kurmuş. Şimdilerde ise sahip olduğu Ar-Ge laboratuvarında çalışmalarına devam ediyor ve en büyük hayalini, “Ülkemizdeki kadınlar adına güzel işler başarmış bir örnek olabilmek” şeklinde açıklıyor.

STK’LAR İTİCİ GÜÇ

Kadınların iş dünyasında kurdukları ağların, derneklerin, ortaklıkların önemli bir itici güç ve kaldıraç olduğu bilinen bir gerçek. Bu noktada gerek kadınların iş dünyasına katılımlarını ve yatırımcılarla buluşmasını sağlayacak sivil toplum kuruluşlarının gerekse İnovasyonda Kadın Girişimcilik Kampı gibi iş fikirlerini uzun uzun konuşabilecekleri, fikir alışverişinde bulunabilecekleri, mentorlarla çalışıp yatırımcılarla bir araya gelme fırsatları bulacakları projelerin yaygınlaştırılması çok önemli.

İTO Dergisi haber linki için tıklayınız.

Yazıyı Paylaşın!

Son Haberler

Bültenimize Abone Olun!

Bizi Takip Edin

Go to Top