Kadınların hayatın her alanında söz sahibi olması ve güçlenmeleri için kadının insan haklarını koruyarak, siyasal, sosyal ve ekonomik alanda kadın temsilini arttırmak demokrasinin gelişiminde önemli bir odak noktasıdır. 8 Mart 2013’te Dünya Kadınlar Günü’nde İstanbul’da kurularak Türkiye’nin 12 farklı ilinde temsilcilik faaliyetleri yürüten Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), bu bilinç doğrultusunda demokrasinin olanaklarından yararlanarak, kadınların kalkınması ve kadın haklarının güvence altına alınarak her türlü ayrımcılığa ve şiddete karşı durmak adına her zaman olduğu gibi bugün de inanarak mücadele etmeye devam etmektedir.
Bugün uluslararası sözleşmelere ve ulusal düzeyde takip edilen politikalara rağmen kadınlar dünyanın her yerinde şiddete ve ayrımcılığa uğramakta; eğitimde, sağlıkta, siyasette ve karar mekanizmalarında yapıcı bir özne olmak yerine ikincilleştirilmekte, kadınların ekonomik faaliyetleri cam tavanla engeliyle karşılaşmakta; medyada ve reklam dünyasında cinsel bir obje olarak kullanılarak istismar edilmekte; kültürel, siyasal, ekonomik, ideolojik veya dinsel nedenlerden dolayı ayrımcılığa uğramakta ve dışlanmaktadır. Tüm bu ayrımcılıklara ve kadın hakları ihlallerine dur demek hepimizin vazifesi, hepimizin ortak sorumluluğudur.
Bugün kadınların ve çocukların yoksullaşmasında rol oynayan önemli sorunlardan biri savaş ve bölgesel çatışma sorunlarıdır. Bu bağlamda hemen yanı başımızdaki Suriye’de sürmekte olan, yüz binlerce insanın ölümü ve milyonlarca insanın yurdundan olmasıyla sonuçlanan iç savaşın sonucunda en fazla mağdur olan kesimler kadınlar ve çocuklardır. Belli bir kültür ve bilinç düzeyinden hareketle, yoksullukla mücadelede sivil toplumundaki gönüllülüğün, gerek sorumluluk bilinciyle, gerekse paylaşma duygusuyla kültürel bir değer olarak geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, her sene farklı temalarla düzenlediğimiz “Toplumsal Cinsiyet Adaleti” Kongresi’nde bu yıl cinsiyet adaleti çerçevesinde kadın ve yoksulluk temasına dikkat çekilerek, kadının her alanda güçlendirilmesinin hem yoksulluğun üstesinden gelme noktasında olumlu rol oynayacağı, hem de toplumun gelişip güçlenmesinde işlevsel olacağı kanaati paylaşılmıştır.
Ülkemizde farklı alanlarda ve her platformda toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve adaletsizliğin önüne geçilmesi için yeni politikalar üretilmesine katkı sağlamaya yönelik ortak bir vizyon oluşturulmalıdır. Bu ortak akıl ve vizyon doğrultusunda, toplum olarak vicdani ve ahlaki bir adalet anlayışına ve kabulüne ihtiyaç duymakla beraber, sosyal, politik ve hukuksal düzenlemelerin geliştirilmesi ve zihniyet değişiminin gerçekleştirilmesi noktasında gerekli çaba ve gayretin aynı kararlılıkla devam ettirilmesi gereklidir.
Erkeğiyle, kadınıyla, yaşlısıyla, genciyle, kadına yönelik şiddet ve benzeri, insan onurunu zedeleyen her türlü haksızlığa, adaletsizliğe karşı demokrasi ve adaletle mücadele edeceğimiz, toplumsal huzurun tesis edildiği günlere erişme temennisiyle tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.