Türkiye ve Suriye Kültür Buluşması’nda, Sığınmacı Kadınlar Araştırma Raporu’nun Sonuçları Düzenlenen Basın Lansmanı İle Açıklandı
30 NİSAN 2018, İstanbul
İstanbul ve Ankara illerinde yaşayan 5.150 sığınmacı kadının ekonomik ve sosyal uyum çalışmalarında kullanılmak amacıyla eğitim, sosyal hizmetler, iş hayatı başta olmak üzere profil çalışmalarının yapılarak ilerleyen dönemlerdeki çalışmalarda kullanılmak üzere bir veri tabanının hazırlandığı veri taraması çalışmasına ait rapor, 30 Nisan’da İstanbul’da düzenlenen basın lansmanı ile kamuoyuyla paylaşıldı. Basın Lansmanı sonrası KADEM’in Edirnekapı’da ki Sığınmacı Kadınlar Merkezi’nin bulunduğu bölgede Kültür Buluşması ile Suriye ve Türkiye Kültür Buluşması gerçekleşti.
Programa KADEM Kurucu Başkanı Doç. Dr. Sare Aydın Yılmaz, KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Fatih İlçe Belediye Başkanı Mustafa Demir, KADEM Akademik Kurul Üyesi Prof. Dr. Ayşegül Komşuoğlu Çıtıpıtıoğlu, Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Doç. Dr. Yeşer Yeşim, Dr. Oğuz Demir, Dr. Pelin Sönmez ile mülteci kadınlar ve birçok seçkin konuk katıldı.
Kadın ve Demokrasi Derneği Sığınmacı Kadınlar Sosyoekonomik Araştırmalar Merkezi’nce İstanbul ve Ankara’da yaşayan 5 bin 150 sığınmacı kadınla yapılan araştırmayla, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı kadınların ekonomik, sosyal uyum ve eğitim profilleri ortaya konuldu.
Türkiye’deki geçici koruma altında yaşayan yabancılar ile Suriye’den gelen kadınları kapsayacak şekilde ekonomik ve sosyal uyum projelerinin hayata geçirilmesi, psikolojik, hukuki, ekonomik, mesleki ve sosyal alanlarda ortak hizmetler geliştirilmesi amacıyla KADEM ve AFAD arasında imzalanan protokol kapsamında “Sığınmacı Kadınlar Kültür Buluşması” düzenlendi.
Etkinlikte, KADEM Sığınmacı Kadınlar Sosyoekonomik Araştırmalar Merkezi’nce hazırlanan İstanbul ve Ankara’da yaşayan 5 bin 150 sığınmacı kadının ekonomik ve sosyal uyum çalışmalarında kullanılmak amacıyla eğitim, sosyal hizmetler, iş hayatı başta olmak üzere profil çalışmalarının yer aldığı rapor açıklandı.
KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, mülteci meselesinin politik bir problem olduğunun dünya tarafından bilindiğini, 23 milyondan daha fazla mülteci varken küresel dünya düzeninin insanları koruma konusunda aciz kaldığını ve daha adil bir dünya için radikal bir değişime ihtiyaç olduğunu kaydetti.
İslamiyet’in savaşta kadın, çocuk ve yaşlılara zarar verilmesini yasakladığını dile getiren Bayraktar, Cenevre Sözleşmesi’nde de açıkça kadınların ve çocukların hedef olmasının yasaklandığını anlattı.
Bayraktar, insan ve mülteci haklarını düzenleyen tüm uluslararası anlaşmalara rağmen dünyanın savaş bölgelerinde yaşananlara seyirci kalmasının, insan olma sınavından kalındığını gösterdiğini vurgulayarak, “Savaşın açtığı büyük yaralar bugün trajik mülteci kabul politikalarıyla daha da derinleşmektedir. Dünyanın güvenlik sorunu olarak yaklaştığı mülteci meselesini Türkiye ilk andan beri insani ve vicdani bir mesele olarak ele almıştır. Türkiye, bir konfor alanı olarak gören dünya ülkelerinin aksine kapılarını sonuna kadar açarak dünyaya bir insanlık dersi vermektedir.” diye konuştu.
Türkiye’nin Suriye savaşından kaçan 6 milyon insanın 3,5 milyonunu misafir ettiğini, dünya ise geride kalanları kabul etmemek için neler yapabileceğini düşündüğünü, kabul ettiklerine de gayriinsani bir yaklaşımla çıkar gözettiğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
“Savaşın en çok etkilediği kitle, kadınlar ve çocuklardır. Onlar savaşın gerçek ve masum mağdurlarıdır. Savaşların ne yazık ki karar vericileri konumunda olan erkekler, savaş zamanında cephede milli görevlerini yerine getirirken, korunmasız şekilde ailelerine, yuvalarına sahip çıkanlar kadınlardır. Kadınlar savaş sırasında en vahşi muamelelere maruz kalırken, bir yandan yavrularıyla tek başlarına yeni bir ülkede hayat mücadelelerine devam etmektedirler. Hayatlarının en zor kararını vererek, vatanlarını, ailelerini, geçmişlerini bırakan bu kadınlar, savaşın en ağır yükünü omuzlarında taşımaktadırlar. KADEM bu anlamda, kurulduğu günden bu yana Suriyeli kadın kardeşlerimizin yaşadıklarını uluslararası platformlarda ve ülke içinde her zaman dile getirmiş, onların sesi olmaya çalışmıştır. Sığınmacı kadınların psikolojik, hukuki, ekonomik ve sosyal uyumlarına yönelik çalışmalar yapan bu merkez ise bu iş birliğinin en güzel örneklerinden biridir.”
Sümeyye Erdoğan Bayraktar, KADEM’in 2014’ten bu yana sığınmacı kadınlara yönelik yaptığı çalışmaları anlatarak, “Tüm bu çalışmalar bize gösterdi ki özellikle kamp dışında yaşayan sığınmacı kadınların en büyük ihtiyaçları, psikolojik ve hukuki destek, dil eğitimi ve sosyal faaliyetler. Bu ihtiyaçları görüp kayıtsız kalmak olmazdı elbette. Sığınmacılardan sorumlu kamu kurumu olan AFAD ile bu projeyi geliştirirken sığınmacı kadınların profillerinin tam olarak ortaya konulup ekonomik ve toplumsal hayata uyumlarını gerçekleştirebileceğimiz bir platform olsun istedik. İstanbul ve Ankara’yı kapsayan bu profil tarama çalışmasını başlattık. Umarım bu araştırma ve faaliyetlerini çeşitlendirerek devam eden bu merkez sığınmacı kardeşlerimiz için umut olmaya devam eder.” ifadelerini kullandı.
ARAŞTIRMA SONUÇLARI
KADEM Kurucu Başkanı Doç. Dr. E. Sare Aydın Yılmaz, kadınlar için daha verimli sonuçlar elde edebilmek amacıyla AFAD ile gerçekleştirdikleri iş birliği kapsamında sahaya inerek bir çalışma yaptıklarını, bu projenin, kendi alanında geniş bir çapta ilk saha taraması olduğunu söyledi.
Çalışmanın 6 kişilik bir akademik kurul tarafından gerçekleştirildiğini, 40 Suriyeli kadının katıldığı 3 ayrı odak grup toplantısı yapıldığını, bunların sonucunda da Suriyeli kadınların sorunlarını belirleyerek 93 soru hazırlandığını dile getiren Yılmaz, mülteci kadınların yüzde 95’i Türkçeyi çok az kullandığı için kendi dillerini bilen yüzde 75’i Suriyelilerden oluşan anketörler seçtiklerini kaydetti.
“Türkiye’deki Suriyelilerin yaş skalası oldukça genç”
Aydın: “Araştırmayı, kampların dışındaki Suriyeli kadınların sorunlarını, hayata tutunma biçimlerini, sosyoekonomik, siyasal ve psikolojik anlamda ne tür sorunlarla karşılaştıklarını ölçmek üzere gerçekleştirdik. Kamplardakiler devletin himayesinde tüm bu imkanlardan faydalanabiliyorlar. Ancak dışındakiler maalesef tamamen sivil toplum örgütlerinin ve devletin sağladığı destekler ile kendi birikimleriyle ayakta kalmaya çalışıyorlar. Araştırmaya katılanların yaş durumuna bakılınca da bin 67 kadın 19-24 yaş arasında, insanın en verimli çağlarını kapsıyor. 2 bine yakın kadın, insanın hayatının gerek ekonomik gerekse hayata tutunma ve üretme noktasında en dinamik olduğu yaşlar. Bu yaş dağılımı Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin yaş skalasının oldukça genç olduğunu göstermektedir.”
Bu kadınların eğitim ve iş fırsatları nedeniyle İstanbul ve Ankara’yı tercih ettiğini dile getiren Aydın, araştırmaya göre kadınların yüzde 60’ının ekonomik ve eğitim nedeniyle Ankara ve İstanbul’u seçtiğini kaydetti.
Kadınların yüzde 74,1’inin resmi nikahı var
Aydın ankete katılan kadınların yüzde 74,1’inin hem resmi hem dini nikahı olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Araştırmaya katılan kadınlara nikah türü sorulduğunda yüzde 74,1’inin hem resmi hem de dini nikahı olduğu, yüzde 11,4’ünün ise sadece dini nikahlı olduğu görülmektedir. Türkiye’ye gelirken bilgilendirmelerden geçerler. Türkiye’de dini nikah ile yaşamanın geçerli bir hukuki altyapısının olmadığı, sağlık, sosyal hak, hukuk gibi tüm mevzuatlardan faydalanabilmek için yasal evliliğin şart olduğunun bilgilendirilmesi üzerine dini nikahın yanında resmi nikahın da yükseldiğini görüyoruz.”
Toplantıda daha sonra, Dr. Öğretim Üyesi Oğuz Demir ekonomik, Pror. Dr. Yusuf Adıgüzel sosyal, Prof. Dr. Ayşe Komsuoğlu Çıtıpıtıoğlu eğitim, Dr. Öğretim Üyesi Pelin Sönmez de sağlık alanındaki sonuçları değerlendirdi.
Ekonomik durumları
Araştırmaya göre, kadınların yüzde 94,4 gibi büyük bir oranı daha önce Suriye’de de çalışmadıklarını ifade ederken, Suriyeli kadınların sadece yüzde 22,7’lik kısmı Türkiye’de çalışmak istiyor.
Kadınlara yaşadıkları hukuksal sorunlar sorulduğunda çalışma izni ve Türkiye’de çalışma koşulları hakkında bilgi eksikliği öne çıkıyor. İş hayatında yer almak isteyen kadınların yüzde 58,1’i çalışma izni alamadığını dile getirirken, yüzde 23,4’ü Türkiye’deki çalışma koşulları hakkında bilgi sahibi olmadığını belirtiyor. Araştırmaya katılan kadınların sadece yüzde 9,4’lük kısmı Türkiye’de çalışıyor.
Sosyal durumları
“Arkadaşlarınız arasında hiç TC vatandaşı var mı?” sorusu yöneltilen her dört kadınların sadece birinin Türk vatandaşı arkadaşı olduğu ortaya çıktı. Ankete katılan kadınların yüzde 74,7’si bu soruya “hayır”, yüzde 25,3’ü “evet” yanıtı verdi. Kadınların yüzde 79,7’si ise Türkçe bilmedikleri için Türk arkadaş edinemediğini belirtti.
Yine yakın çevresindeki herkesin Suriyeli olduğunu söyleyen yüzde 10,4’lük kesim de dil engeli nedeniyle Türk toplumundan kişilerle arkadaşlık kuramadıklarını ve sadece kendi etnik grubundan insanlarla birlikte olduklarını ifade etti.
Kadınlara “Türk kültürüyle sizin kültürünüz arasında en benzer özellikler nelerdir?” diye sorulduğunda, yüzde 8’i benzer özellikler olmadığını ifade ederken, yüzde 10,4’ü her şeyin aynı olduğunu belirtti.
“Türk kültürüyle sizin kültürünüz arasında en farklı özellikler nelerdir?” sorusu üzerine kadınların yüzde 25,8’i iki kültür arasında fark olmadığı söyledi.
Eğitim ve sağlık
“Çocuğunuzun gelecekte nerede yaşamasını istersiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 65,3’ü Suriye yanıtını verdi. Kadınların yüzde 89,8’i çocuklarının Türkiye’de aldıkları eğitimden memnun olduğunu dile getirirken, çocuğunun üniversite seviyesine kadar eğitim görmesini isteyenler ise 60,2 olarak belirlendi. Katılımcıların yüzde 22,9’u da çocuğunun yüksek lisans eğitimi almasını istediğini dile getirdi.
KÜLTÜR BULUŞMASI
Basın Lansmanı’nın ardından KADEM Başkanı Doç. Dr. E.Sare Aydın Yılmaz ve Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar ile diğer katılımcılar, “Sığınmacı Kadınlar Kültür Buluşması” kapsamında, KADEM’de Suriyeli kadınlara verilen eğitimler sonucu yapılan el ürünü çalışmaların yer aldığı HAYAL sergisini gezdi.
MUTFAKLAR BULUŞTU
Suriye ve Türkiye mutfaklarından yöresel tatların sergilendiği yemek alanından ziyaretçilere farklı lezzetler sunan festival, iki ülke kadınlarını ortak bir sofrada buluşturdu.