KADEM Kurucu Başkanı Doç. Dr. Sare Aydın Yılmaz’ın Anadolu Ajansı Röportajı
Savaş mağduru Suriyeli kadınlar, ekonomik, sosyal ve psikolojik uyum sağlamak amacıyla gittikleri Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Sığınmacı Kadınlar Merekezi’ndeki kurslarda yaptıkları el işleriyle “HAYAL” markasını yarattı.
KADEM’in AFAD iş birliğiyle 1,5 yıl önce Edirnekapı’da açtığı Sığınmacı Kadınlar Merkezi’nde, başta Suriye’deki iç savaştan kaçan kadınlar olmak üzere Türkiye’de geçici koruma altında yaşayan yabancılara yönelik ekonomik ve sosyal uyum projeleri geliştirebilmek amacıyla 1,5 senedir hizmet veriliyor.
Öncelikle Türkçe kursu açılan merkezde, kadınlar dikiş, kaligrafi, fotoğrafçılık, bilgisayar kurslarıyla da hobi edindi, mesleki eğitim alma imkânı buldu.
Merkezde, Türkçe’den sonra en çok tercih edilen dikiş ve el sanatları kursunda kadınlar, hayallerini ve umutlarını yaptıkları el emeği ürünlerine işleyerek “Hayal” markasını oluşturdu.
“Hayallerini gerçeğe dönüştürmeleri için eğitimler verdik”
Sare Aydın Yılmaz, kadınların, gerçek anlamda meslek edinebilmeleri ve bundan gelir elde edebilmeleri gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
Bu ürünlerin satışıyla elde edilen gelirlerin üreten kadınlara verildiğini ifade eden Yılmaz, kendi el emeğinin karşılığını alıp ailelerine destek olan kadınların bir taraftan ekonomik uyum sağlarken diğer taraftan eğitim ve üretim süreciyle sosyalleştiğini kaydetti.
Kadınların hikayeleri
“Daha önceden biraz yün işlerini yapabiliyordum. Burada da becerimi geliştiriyorum. Burada meslek ediniyorum. El işlerini öğrendikten sonra atölye gibi yerlerde çalışabilirim. Öğrenmek, meslek edinmek amacıyla kursa geliyorum. Benim öğrendiğim gibi İstanbul’daki Suriyeli kadınların da bu kurslara gelerek el işlerini öğrenmelerini isterim. Hayal markası zaten bize bir umut oldu. KADEM’in bize yarattığı bu fırsatı değerlendirerek kendimize yeni şeyler katmaya çalışıyoruz.”
Türkçe konuşamadığı için zorlandığını dile getiren Greyr, çocuklarının İstanbul’da okula gittiklerini ancak kimlik sorunu nedeniyle karne alamadıklarını kaydetti.
“Okul harçlığımı çıkarıyorum”
50 yaşındaki Nadya Hamik ise, önce çocuklarının ardından da kendisinin Şam’dan Türkiye’ye geldiğini belirterek, “İlk kez burada el işi öğrendim. Çalışmam gerekiyor. Ekonomik ihtiyacım var. Suriye’de çok zorluk çektik, üzüldük. Burada kendimi iyi hissediyorum. Ailem burada. Türkiye’deki komşuluk ilişkileri çok güzel, yabancılık çekmedim.” dedi.
5 yıl önce ailesiyle Şam’dan İstanbul’a gelen 21 yaşındaki Gufran Aşur ise, İstanbul Üniversitesi’nde fen bilgisi öğretmenliği birinci sınıf öğrencisi olduğunu belirterek, “Boş zamanlarımda vakit geçirmek için el işi kursuna geliyorum. Meslek edinmek istedim. Üniversiteye gittiğim için burada ürettiklerimi satarak harçlığımı çıkarıyorum.” diye konuştu.
Üniversitede sadece bir arkadaşı olduğunu ifade eden Aşur, “Öğrenciler Suriyelileri sevmiyorlar. Bana hiç yaklaşmıyorlar. Sadece bir Türk arkadaşım var. ” dedi.
“Kurs ortamı moral oldu”
Gufran Aşur’un ablası 23 yaşındaki evli bir çocuk sahibi Büşra Aşur ise, el işi kursuna gelmeyi çok sevdiğini dile getirerek, şunları söyledi: