Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın
I. Olağanüstü Genel Kurulu Konuşma Metni
Değerli KADEM Üyeleri,
Kıymetli Dostlarım,
Hepinizi en kalbi duygularla selamlıyor, Olağanüstü Genel Kurulu’muzun hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bugün KADEM adına önemli bir gün. Bir dönüm noktası. Kurucu Genel Başkanımızı, milletimizi temsil edeceği Meclisimize uğurlamanın gururunu taşımakla birlikte, yeni bir başkan ve yönetimle yolumuza güçlü biçimde devam edecek olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kurucu başkanımız, Sayın İstanbul milletvekilimiz Sare Hanıma, çalışkanlığı ve bitmeyen enerjisiyle KADEM’in bu günlere gelmesinde gösterdiği büyük emek için sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Beraber geçirebilecekleri vakitlerinden aldığımız sevgili kızı ve eşine de Başkan’ımıza gösterdikleri destekten ötürü ayrıca teşekkür ediyoruz.
Yeni başkanımız, içimizden biri, Saliha Okur Gümrükçüoğlu, 3 yıla yakın bir süredir yönetim kurulumuzdaydı. Yine bir akademisyen… Ama biliyorsunuz bizdeki akademisyenler sadece teoride kalanlardan değiller, işin uygulamasında da başarılılar. Saliha Hocamız başta İslam Hukuku olmak üzere hukukun çeşitli alanlarındaki çalışmalarının yanında, burada da kadınların hukuku için mücadele etmeye devam edecek. Bu ailenin bir üyesi, KADEM’in misyon ve vizyonuna hakim, ve en önemlisi, bizim KADEM’de derdimiz ne ise onunla dertli, ve bunu da ilk başta kendi kişisel hayatında ve şimdiye kadar başka sivil toplum faaliyetlerinde de göstermiş bir arkadaşımız. Kendisine başarılar diliyor, yönetimi ve tüm KADEM ailesiyle beraber nice hayırlı işlere imza atmasını diliyorum.
2013’ten bu yana KADEM ‘de kadınların sorunlarına çözüm bulmak için büyük bir çabanın içindeyiz. Tabi “kadınların sorunları” demek bir tarafta adını koymak anlamında bir gereklilik iken, bir yandan da toplumun geri kalanı olan erkeklere ulaşmayı zorlaştıran bir durum. Erkeklerin kendilerini ait hissetmediği bir alanda çalışmak ise kaynaklara erişiminizin zor olmasının yanısıra lobi anlamında da elinizin zayıf olması anlamına geliyor.
Halbuki kadın konusu sadece kadınları değil, tüm toplumu ilgilendirir. Eğitim alamayan bir kız anne olduğunda, bu onun oğullarının eğitimi üzerinde de belirleyici olacaktır. Veya, bir kadın tacize uğradığında aslında tacize uğrayan bir kadından değil, bir kadını taciz eden bir erkekten bahsediyoruzdur, dolayısıyla bu başta erkekleri ilgilendiren bir konudur. Vakalar illa mağduriyet üzerinden okunacaksa, tacize uğrayan kadının babası, eşi, erkek kardeşi de mağdurdur. Bu o erkeklerin de meselesidir.
Bir örnekle biraz daha açalım.
Nasıl ki çocukların kendilerine özel sorunları var ve bunları “çocukların sorunları, çocuk hakları” gibi başlıklar altında konuşmamızda bir gariplik yoksa, “kadın hakları, kadın sorunları” gibi başlıklar da gayet tabiidir. Nasıl ki çocukların sorunlarını büyükler yaşamadıkları için farkındalıkları az olabiliyorsa, kadınların sorunları konusunda da erkeklerin farkındalıklarının yetersiz olması anlaşılabilir. Fakat nasıl ki çocuklarımız bu toplumun bir parçası olduğu için onların sorunlarına ilgisiz kalmamız affedilebilir değilse, erkeklerin de içinde yaşadıkları toplumun yarısını oluşturan kadınların sorunlarına duyarsız kalmaları mazeret kabul etmez.
Şu da bilinmelidir ki biz, kadınların sorunları, kadın hakları derken öngördüğümüz, tesis etmeye çalıştığımız yaşayış, ancak ve ancak Allah’ın razı olduğu bir yaşayıştır.
Çünkü Allah’ın çizdiği sınırların dışına çıkıldığında, önce ailede sonra toplumda nasıl huzursuzluklar, nasıl anomaliler meydana geldiğinin bilincindeyiz.
Ve şunun da bilincindeyiz, kadının toplumda ikincilleştirilmesi de, toplumsal hayattan ötelenmesi de, Allah’ın helal kıldığı harammış gibi elinden alınması da Allah’ın çizdiği sınırların dışına çıkmaktır.
Kadem’de bu bakış açısıyla, kadın erkek ayırım yapmadan herkese sesleniyoruz. Nihayetinde amacımız sadece kadınların değil, ailenin ve tüm toplumun huzuru ve refahı.
Bu uğurda çalışan, Yönetim kurulumuz, idari birimlerimiz, ülkemizin dört bir yanındaki yurtlarımız, gücümüze güç katan tüm temsilciliklerimiz, ve tüm gönüllülerimiz ile beraber büyük bir aile olmak umut verici.
Kadınların, giyim kuşam tarzından etnik kimliğine ötekileştirilmelere tabi tutulduğu bir Türkiye’den, kimsenin giyim tarzına, yaşam biçimine, aidiyetlerine bakılmaksızın çoğulcu bir yaklaşımla buluşabildiği bir topluluğu temsil eder hale geldik.
Paradigmaları değiştiren, yerleşik kalıpları yıkan bir bakış açısıyla, kadının toplumda hakettiği konuma gelmesinin önünde engel olan algıları dönüştürmek için çalışıyoruz. Uluslararası kadın ve adalet zirveleri, cinsiyet adaleti kongreleri, kadına olan bakışın ibresini doğrultmaya yönelik başarılı girişimler oldu. Adalet ilkesi çalışmalarımızda hep pusula işlevi gördü.
Bir yandan kadının benliğine zarar veren, esasında inançlarımızla da ilgisi olmayan bazı geleneksel algılarla mücadele ederken bir yandan da kadını aşağılayarak sömürü ve tüketim aracı haline getiren Kapitalist Batı anlayışıyla savaşıyoruz. Aynı Zaman’da da sahaya inip reel kadın sorunlarına çözümler geliştirmeye çalışıyoruz.
Birikimlerini toplumsal faydaya çevirmekte zorlanan kadınlarımızı sosyal hayatta roller üstlenmeye davet ettik. Yok olup gidecek fikirlerine hayat verdik. İnovasyonda kadın projemiz ile, ‘bir fikrim var’ diyen kadınların girişimcilik yeteneklerini geliştirmeye teşvik ettik.
Kadın konusunu, aktüel boyutuyla kısır tartışmaların girdabından çıkarıp metodlu, bilimsel, derinlikli bir çerçevede ele almak üzere Kadem Kadın Araştırmaları Dergisi’ni çıkardık. Böylece bilimsel bir üst bakış oluşturmaya çalıştık.
KADEM Genç bünyesinde faaliyet gösteren gençlerimizle, ülkemizin yerel değerlerini büyük KADEM havuzunda buluşturan temsilcilerimizle sayısız projeye imza attık.
KADEM Vakfı ile üniversite gençliğine hizmet edecek yurtlar açtık. Yaptığımız şey, sadece bir barınma mekanı açmak değil, gençlere kendilerini geleceğe hazırlayacak bir eğitim yuvası kurgulamaktı. Çok şükür ki bu yolda kapasitemiz hergün artıyor ve ailemiz genişliyor.
25 Haziran seçimleri ile birlikte Türkiye yeni bir döneme girdi. İnce işçilik dönemi olarak tanımlanan bu dönemde, biz de kadın ve kadını ilgilendiren sorunlar etrafında çalışmaya devam edeceğiz.
Kadınların karar mekanizmalarında daha etkin yer almaları, sembolik temsiliyetlerden öte gerçek anlamda temsil gücü elde etmeleri yolunda dayanışmamızı artıracağız.
Şimdiye kadar enerjimizi büyük ölçüde varolma mücadelesi için harcadık. Bundan sonra hep birlikte, varlığımızı en nitelikli biçimde ortaya koymak için çabalayacağız.
Bu hedefler için, bugün seçilecek yeni yönetimimizi şimdiden tebrik ediyor, kendilerine başarılar diliyorum. Geçmiş dönemde KADEM çatısı altında azim ve kararlılıkla, gerçek bir gönüllülükle çalışan tüm arkadaşlarımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Ehil ellerden yine ehil ellere teslim edeceğimiz KADEM’imizi güçlendirmek yolunda gönüldaşlığımızın artarak süreceğine inanıyorum. Bu duygularla hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.