Dini Değerler Aile Yaşamında Çok Önemli
24 Kasım 2018, İstanbul
Kadın ve Demokrasi Derneği KADEM’in Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte düzenlediği III. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi, “Ailenin Güçlendirilmesi” ana teması ile İstanbul’da Grand Cevahir Otel’de devam ediyor.
Zirve kapsamında paralel oturumlar gerçekleştirildi. Oturumlarda, ailenin güçlendirilmesi yönünde değişik alanlardaki gelişmeler, başarılı örnekler ve devam etmekte olan sorunlarla ilgili tespit ve çözüm önerileri tartışıldı.
“Ailenin Birleştirici Gücü olarak Din” konusu ele alındı.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı’nın moderatör olduğu oturumda din ve aile konusunda önemli görüşler ortaya atıldı.
Prof. Dr. Huriye Martı, Güçlü bir aile dokusu oluşturmak için dinin son derece önemli katkılarının olduğunu belirterek, “Dinin onarıcı ve yapıcı rolü yadsınamaz. Dinin aileyi birleştirici ve koruyucu ve birleştirici gücü bir takım hukuki ve ahlaki kurallarla ortaya çıkıyor. Dinin insanlar tarafından algılanışı ve yorumu bazen amacına muhalif olarak gerçekleşebiliyor. Aile içi şiddet içeren tavırların din kisvesi altında gösterilmesini asla kabul etmiyoruz” diye konuştu.
Yaşam kalitesi ve dini değerler arasında bağ var
Opole Üniversitesi’nden Prof. Dr. Dariusz Krok, dini değerlerin bazı davranışları kolaylaştırdığını belirterek şunları söyledi:
“Bugün özellikle batı dünyasında dinin sosyal ve kültürel hayatımızdaki değerini göremiyoruz. Din ve ahlak değerleri; aile ilişkilerinin kurulmasında, değerlerin geliştirilmesinde, sosyal destekte, dayanışmada, ebeveyn çocuk ilişiklerinde önemli rol oynar.”
Dar al Hijrah İslam Merkezi Kadın İlişkileri Direktörü Ieasha Prime da oturumda yaptığı konuşmada, İslam’ın hem fiziksel hem manevi gelişimi temsil ettiğini söyledi. Ieasha Prime, “Modern medeniyet içerisinde din yer bulabilmeli. Biz dine eski bir eser olarak bakarsak ruhları bunu reddedecek ve kıymetini bilemeyecektir. Kuran-ı Kerim yaşayan bir mucize olmuştur. İslam her zaman çözüm getirmiştir” dedi.
Toplumsal realite ile kutsallar üzerinde bir bağ var
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Şule Albayrak, “Dinin toplumsal gerçekliğe bir makuliyet çatısı oluşturmada çok önemli bir rolü vardır” diye konuştu.
Dinin kaos ve anomalinin oluşmaması için bir rol oynadığını belirten Dr. Şule Albayrak, “Beşeri toplumsal realite ile kutsallar üzerinde bir bağ vardır. Bütün dinlerde aile çok önemlidir. İslam’a göre de aile kutsal bir kurum niteliğindedir. Bu birçok Kuran ayeti ve sevgili peygamberimizin sünnetinde mevcuttur. Peygambere gelen birinin “kime iyilik edeyim ya Rasulallah” dediğinde peygamberimiz 3 defa tekrarlayarak “annene” daha sonra da “babana” demiştir. Dinin aileye kutsallık vermesi, bu dünyada öbür dünya arasında bir bağ kurması oldukça dikkat çekici” dedi.
Aileler değişime zorlanıyor
Kendisini Hristiyan bir aile mensubu, anne ve iş kadını olarak tanımlayan Lia Galici ise şunları söyledi:
“Evli bir çift problemlerini çözmekle mükelleftir. Hristiyanlıkta insanların birbirleriyle olan ilişkilerini düzenleyen bir kanun vardır. Hristiyan aile kavramı günümüz ortamında çağa uymayan ve eski kafalı olarak algılanabilir. Hristiyan aile onu değişime zorlayan etkilere direnmeye devam etmektedir. Kilise sosyal yapının en değerli hücresi olan aile için endişe ediyor. Evlilik akdinin insan akdinin en önemli noktalarından biri olarak kabul edilmekle birlikte başarısız evlilikler de ruhsal başarısızlık anlamına geliyor.”
Başrahip Tatul Anuşyan da oturumda yaptığı konuşmada, bugün aile yapılarındaki sallantıların ihmallerden kaynaklandığı belirterek şöyle devam etti:
“Eğitim ruha işlemektir. Öğretim ise zihne hitap eder. Ailenin reisi de öğretmeni de annedir. İlk duayı da anne öğretir aileyi bir arada anne tutar. Ruhsal gelişimimizi tamamlamaya çalışırken dini değerlerimizi göz ardı ediyoruz. Aileyi bir arada tutan en önemli değerlerden biri dindir. Bu bağlamda çağdaş sandığımız kültürlere itaat etmemeliyiz. Ülkemizde depreme dayanıklı binalardan bahsediliyor. Binaları bilemem. Ama aile yapımızın ne kadar dayanıklı olduğunu biliyorum. Çünkü o yapının mimarı bir kadındır.”