Başkan Gümrükçüoğlu, ALLY for Future: Genç Müslüman Kadınlar Liderlik Programı’nda Konuştu
16 Aralık 2019, İstanbul
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve İİT Kadın Danışma Konseyinin katkılarıyla gerçekleştirilen “ALLY for Future: Genç Müslüman Kadınlar Liderlik Programı” İstanbul’da gerçekleşti.
“ALLY for Future: Genç Müslüman Kadınlar Liderlik Programı”nın ilki 2017’de İİT Kadın Danışma Konseyi katkılarıyla Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ev sahipliğinde hayata geçirilmişti. Program bu yıl; 37 ülkeden 50 genç kadın lider adayının vizyon ve ufuklarını genişletme ve dayanışma ağı oluşturma hedefiyle düzenlendi.
Başkan Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu, “ALLY for Future: Genç Müslüman Kadınlar Liderlik Programı kapsamında 37 ülkeden gelen gençlere; kadın STK olarak sosyal değişime liderlik etmeyi anlattı. Gümrükçüoğlu programda yaptığı konuşmada, hayatın olduğu yerde hareketsiz ya da değişmeden kalan bir şey göremeyeceğimizi hatırlatarak “Fiziki alemde göz ardı edilemeyen gerçekliğin sosyal hayatta da bir karşılığı var. Bu sebeple kimliğimizi ve değerlerimizi muhafaza ederek değişen şartlara uyum sağlamamız gerekiyor” dedi.
“Kurumlar arasında köprü olabilen STK’lar, toplumdaki dönüşümleri daha çabuk okuma imkanına sahip”
Gümrükçüoğlu, kurumlar arasında köprü olabilen STK’ların, toplumdaki dönüşümleri daha çabuk okuma imkanına sahip olduklarını ifade etti. Gümrükçüoğlu: “Sahada gözlemledikleri sorunlara çözüm önerileri sunar ayrıca sosyal politikaların şekillenmesine yardımcı olur. Bu anlamda STK’lar kamuoyu farkındalığı oluşmasına hizmet eder. Geleneksel dönemde kadının ve erkeğin belli ölçüler dâhilinde katılımıyla şekillenen toplumsal düzen, modern dönemdeki pozitivist düşünceyle iki cephe haline geliyor. Kadın ve erkek, keskin sınırlarla belirlenen ev ve iş yerlerinde sabitleniyor, empatik ortak alandan yoksun kalıyor. Modern dönemin öne çıkan meselelerine bakıldığında, şiddet, istismar, ayrımcılık vb. haksızlıklar göze çarpıyor. Bizler kadının insanlık onurunu korumakla yükümlü olan bir STK olarak bu aksayan yönlerin toplum mekanizmasının doğru işlememesinin sonuçları olduğunu düşünüyoruz. “Dernek olarak değişen şartlara uygun olarak toplumdaki kadın ve erkek rollerinin adalet ve hakkaniyet ölçüsünde yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Sağlıklı aile yapılarının sürdürülebilmesi dengeli ve adil bir rol paylaşımının tesisiyle ancak mümkün olabilir. Nitekim dağılan her yuva ile toplumsal huzur da zedeleniyor. Sosyal hayatta eşit fırsatlara erişimde yaşadığı engellerden dolayı birçok toplumda dezavantajlı konumda olan kadını güçlendirmenin, aileyi de korumak anlamına geldiğini kavramamız gerekiyor” dedi.