İstek Vakfı Davası’nın Son Duruşmasında
İstanbul Kartal’da İstek Vakfı’na ait özel bir anaokulunda 5 yaşında bir çocuğa öğretmeni tarafından cinsel istismarda bulunulduğu iddiasıyla 2017 yılında soruşturma açılmıştı. Davanın 13 Mart 2020’de gerçekleşen ikinci duruşmasında, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Anadolu Adliyesi’ndeydi. Duruşma öncesi adliye önünde yapılan basın açıklamasında KADEM’den avukatlar, sanığın tutuklu olarak yargılanmasını talep ettiler.
Toplumun her kesimine karşı her türlü şiddetin kabul edilemez olduğunu savunan KADEM; tüm kamuoyunun bu davada takipçi olması ve çocuk ile ailenin adalet arayışında yanlarında durmanın önemine dikkat çekti. Ayrıca mahkemenin suçun nitelikli halini gözeterek indirimsiz en ağır cezaya hükmetmesi gerektiği vurgulandı.
İstek Vakfı’na bağlı anaokulunda çocuğa yönelik yaşanan cinsel istismar iddiasıyla ilgili olarak aile, 2017 yılında Bimer üzerinden suç duyurusunda bulunmuş ve öğretmenden şikayetçi olmuştu. İsnat edilen istismar olayıyla ilgili Adli tıpta kontrolü yapılarak beyanları alınan çocuk; yaşadığı süreci kendisinden yaşı gereği bilmesi beklenmeyen ve hayal edemeyeceği detaylarla üç kez farklı pedagoglara çelişkisiz bir şekilde anlatmıştı. Olayın gerçekleştiği döneme ait görüntüler ise kurum yetkilileri tarafından ilgili makamlar ile paylaşılmamıştı. Yargılama boyunca görüntü kayıtlarının neden bulunamadığı üzerinde durulsa da bu konuda bir sonuç alınamamıştı.
13 Mart’ta gerçekleşen davanın ikinci duruşması sonrasında, mağdur çocuk ve ailesini temsil eden Av. Betül Altınsoy yaptığı açıklamada;
“İstek vakfına ait bir anaokulunda 2017 Ekim ayında gerçekleşen cinsel istismar hakkında görülen davanın 2. duruşmasını geride bıraktık. İki duruşma boyunca birçok tanık dinlendi, özellikle anaokulunda çalışan öğretmenler ve yöneticiler. Tanık olarak dinlenen bu kişilerin bir kısmı da cinsel istismar suçuyla bağlantılı “suçu gizleme/delil karartma” ve “görevi ihmal” konulu derdest savcılık soruşturmalarının da şüphelisi sıfatında. Dolayısıyla istismar sanığını ve kendilerini suçtan kurtarmaya yönelik beyanlarda bulunmaya devam ettiler. Anlatımlarında birçok çelişki ortaya çıktı. Mağdur çocuğumuzun beyanlarını destekleyen ve doğrulayan birçok tanık anlatımı da oldu. Dosyadaki mevcut deliller göz önüne alındığında suç işlediği konusunda kuvvetli şüphe bulunmasına, delil karartma suçu gizleme hakkında derdest savcılık soruşturması olmasına rağmen olaydan sonra bir gün dahi tutuklu kalmayan sanık yine tutuklanmadı. Duruşmanın bu sonucu elbette müvekkillerimi üzdü. Dosyanın tamamlanma aşamasında olduğunu görüyoruz ve ümitsizliğe düşmeden takip etmeye devam edeceğiz. Bir sonraki duruşmanın karar duruşması olabileceğini gözeterek, istekli ve cesaretli bir şekilde sesimizi yükseltmemiz için kamuoyunun yardımcı olacağına inanıyoruz.” dedi.
Duruşma öncesinde basına konuşan KADEM Yönetim Kurulu Üyesi Av. Derya Yanık, mağdur ve ailesinin adalet arayışında failin en ağır cezayı alması gerektiğini belirtti. Av. Yanık, KADEM olarak davanın başından bu yana ailenin yanında yer aldıklarını ve süreci sonuna dek takip edeceklerini kamuoyuyla paylaştı.
Av. Derya Yanık konuya ilişkin yapmış olduğu basın açıklamasında:
“Çocuk 5 yaşında. Soruşturmanın farklı evrelerinde 3 kere ayrı ayrı ifadesi, beyanları alınmış ve hiçbir çelişki olmaksızın eylemi kendisinin bilmesinin mümkün olmayacağı detayları da ifade eder şekilde anlatmış bir yavrumuz var ortada. Dolayısıyla şimdi bu tür davalarda özellikle çocuk istismarı ile ilgili konularda asıl olan hem soruşturmanın hem yargılamanın bütün detaylarıyla ortaya çıkarılması ama aynı zamanda hızlı yapılmasıdır. Burada maalesef çok yavaş yürüyen bir soruşturma evresi ve devamında da yargılama evresini görüyoruz. İkincisi, konu bizim için çok önemli çünkü sadece bu dava değil, bunun dışında bu durumla bağlantılı olarak delillerin karartılması gibi farklı suçlarda şikâyet ve soruşturmalar var. Dolayısıyla bir taraftan da hala delillerin karatılması endişesiyle açıkçası karşı karşıyayız. Dolayısıyla biz bu anlamda sanığın tutuklanması gerektiğini bugünkü basın açıklamasında da ifade ettik. Tutuklamanın bir yargılama önlemi olduğunun farkındayız ama tam da işte burada delillerin karartılması, tanıkların etkilenmesi söz konusu iken bu yargılama önleminin gerektiği çok açık. Ancak bugüne kadar bu yönde bir tasarrufta bulunulmadı. Bugünkü duruşmada mahkemenin de heyetin de bu gerçeği göreceğini umut ediyoruz ve en azından yargılamanın bu aşamasında tutuklama kararının çıkmasını bekliyoruz” sözlerine yer verdi.
Av.Yanık yaptığı açıklamada;
“Biz bu davayı en başından beri takip ediyoruz. KADEM olarak davaya müdahale talebinde bulunduk, reddolundu. Reddolunması bizim açımızdan davayı takip etmeye engel değil. Biz yine avukat meslektaşlarımız olarak süreci takip ediyoruz. Ancak burada 5 yaşında bir çocuğun bir ailenin, hassasiyetlerinin, endişelerinin, adalet beklentisinin ve kamuoyunun elbette ve hepimizin adalet beklentisinin çok hızla gerçekleşmesi gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
İstek Vakfı’nın konuyla ilgili sessiz kalmasını da eleştiren KADEM Yönetim Kurulu Üyesi Av. Derya Yanık;
“İstek Vakfı’nın bu konudaki sessizliği ve delillerin karartılmasına yardım ettiği kanaatini oluşturacak bir tavır içerisinde olması da doğrusu bizi çok şaşırtıyor. İstek Vakfı bir kurumsal koruma, bir kurumsal savunma yapıyorsa bu savunma böyle yapılmaz. İstek Vakfı gibi son derece kurumsal, son derece köklü, büyük ve birçok okulu olan bir vakfın, bu konuda bilakis ailenin yanında en başından beri olup, vaka neyse ortaya çıkarıp, sorumluları hakkında da kendi idari yapısı içerisinde bir tasarrufta bulunması gerekirdi. Maalesef İstek Vakfı’ndan davaya müdahale aşamasında bu desteği KADEM olarak ne bizler ne de aile görmemiştir.” şeklinde konuştu.
İstek Vakfı Davasının 13 Mart’ta yapılan ikinci duruşmasında da beklenen sonuç çıkmazken, duruşma tutuksuz yargılama kararıyla 10 Temmuz 2020 tarihine ertelendi.