BİRSAM Medya Okuryazarlığı Enstitüsü ile Kadın ve Demokrasi Derneği işbirliğinde hazırlanan ‘8 Soruda Medyada Kadın Algısı’ röportajları 8 Mart 2015’te yayınlandı. Medya eleştirisini ve kadınların toplumdaki yerini entegre sorular ile ele alan röportajlar serisi halinde düzenlenen sorular alanında uzman 6 kadına soruldu.
Kadın ve Demokrasi Derneği’nin Kurucu Başkanı Yard. Doç. Dr. Sare Aydın Yılmaz ile Gazeteci ve yazar Sibel Eraslan ile Merve Şebnem Oruç’un yanında Ak Parti MKYK Üyesi Sema Kırcı, araştırmacı-yazar İpek Coşkun ve sivil toplum çalışmalarında bulunan Birleşmiş Siviller Derneği Başkanı Sümeyra Yerkel kendilerine yöneltilen ortak sorulara yine kendi ilgi alanlarında yaptıkları değerlendirmeler ile yorumlarda bulundular.
Türkiye’de medyada işlenen kadın temsillerine dikkat çekmek için hazırlanan röportajlarda; medya İçin kadının ne demek olduğu, medyanın gözünde kadının nasıl bir profile sahip olduğu, kadınların medyada işlenişinin sosyo-psikolojik etkilerinin neler olduğu,toplumsal cinsiyet rollerini medyanın nasıl şekillendirdiği gibi 8 soru cevabını buldu.
Kadın ve Demokrasi Derneği’nin Kurucu Başkanı Yard. Doç. Dr. Sare Aydın Yılmaz röportajda kadınların medyada yeri hakkında; “Medya, kadın olmanın değerini ve önemini göstermemekte tam tersine kadın olmak medyada bir dezavantaj olarak kadınlara yansıtılmakta ve kadınların özgüvenlerini zayıflatmaktadır” dedi. Merve Şebnem Oruç ise, “Bazen foto galerilerde, film ve dizilerde ‘cesurca’ sergilenecek bir et parçası, bazen üçüncü sayfa haberlerini gerektiğince doldurabilecek bir mağdur” sözleriyle medyada kadının rolüne dikkat çekti.
“Medya Özendirici Olabilir”
Röportajda içinde saldırganlık dürtüsü insanlar açısında medyanın özendirici olabileceğini belirten Sibel Eraslan; “Suçluların polise verdiği ilk ifadeler çerçevesinde tacizin veya cinayetin özellikle televizyon dizilerinden ve gazete haberlerinden esinlenerek gerçekleştirildiği ortadadır. Mahkumlarla yapılan anketlerde ve adalet bakanlığı analizlerinde medyanın suç teknikleri konusunda maalesef olumsuz bir etkisi söz konusudur” dedi.
Toplumsal Değişimde Medyanın Rolü
Toplumsal cinsiyetlerin şekillenmesi ile ilgili soruya Türk dizileri ile ilgili olarak yapılan araştırmayı örnek veren Sümeyra Yerkel, “Örneğin Türk dizilerinin Arap kadınlar üzerindeki etkisinden bahsederken, boşanmaların, kadınların özgüveninin, aile içi şiddetin beklentilerin yükselmesi ile arttığına yönelik bir tez söz konusu. Bunu farklı toplumlara uyarlamak da mümkün. Coğrafî, kültürel ve dinî olgulara göre cinsiyet rollerinin şekillenmesi değişkenlik gösterebilir. Bazı toplumlarda çok daha olumsuz yönde şekillenme görülebilirken, diğerlerinde daha olumlu manada biçimlenme gözlenebilir” toplumsal değişimde medyanın etkisi olabileceğine vurgu yaptı.