Başkan Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu’nun
“1. Balkan-Türk Kadın Çalıştayı” Konuşması
Sayın Meclis Başkan Vekilim,
Sayın Vekillerim,
Sayın Rektörüm,
Kıymetli Misafirler,
Sevgili KADEM Ailesi,
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben de Balkanlardan bu topraklara göçen bir ailenin evladı olarak böyle bir çalıştayda açılış konuşması yapmaktan ve siz değerli misafirlerimizi ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.
Geçmişe dönüp baktığımızda pek çok tarihsel ânı birlikte tecrübe ettiğimizi görüyoruz. Hiç şüphesiz bizi bir araya getiren ortak geçmişimize beslediğimiz vefa duygusudur. Osmanlı çatısı altında edindiğimiz kültürel mirasa sahip çıkmakla, bize kimliğimizi ve şahsiyetimizi kazandıran değerlerin hayatımızdaki yerini hatırlamış oluyoruz.
Bugün, kökleri asırlar öncesine dayanan kadim dostluğumuzu ve kardeşliğimizi yâd etmek için buradayız.
Değerli Misafirler,
Hepinizin bildiği üzere Osmanlı medeniyeti farklı kültürlerin bir arada barış ve huzur içinde yaşayabileceği bir hayat tesis etmiştir.
Ahîlik faaliyetleri ve evlâd-ı fâtihan ile Anadolu ve Rumeli arasında sağlanan toplumsal birlik, dünyada örneğine az rastlanan bir medeniyet anlayışıyla kardeşlik duygusunu pekiştirmiştir.
Osmanlı ile yüzünü İslam medeniyetine dönen bu topraklarda, bütün kimliklerin saygı ve hoşgörü ile karşılandığı, kimsenin kendi kültürünün ve inancının dışında bir hayata zorlanmadığı tarihi belgelerle sabittir.
Ecdadımız, Anadolu gibi Rumeli’yi de kendi kültürüne özgü mimari eserlerle donatarak bu coğrafyada kültürel varlığını kalıcı hale getirmiştir.
Çok kültürlü yapısıyla Avrupa ile payitaht arasında köprü olan Balkanlar, aynı zamanda bu toprakları da besleyen zengin bir medeniyet havzasıdır.
Doğu Avrupa ülkelerinde gündelik hayata dair onlarca kelimenin Türkçe kökenli olması bu coğrafyaya nüfuz eden Osmanlı kültürünün en kuvvetli örneklerinden biridir. Hatta diğer dinlere mensup çocuklara dahi aileleri tarafından zaman zaman Türkçe isimler verildiği bilinmektedir.
Anadolu’da yaygınlaşan Türkçe sözlü Balkan şarkıları ise kardeşliğimizin kültürümüze bir hediyesidir. Yüzyıllar boyunca sözlerimiz ve seslerimiz bir yürekten çıkan tek bir sadâ olmuştur.
Kıymetli Hazirun,
Şimdi bize düşen geleneğimizin mirasından edindiğimiz kültürel değerlerimizi hafızamızda canlandırdığımız gibi hayatımızda da ihya etmektir.
Hiç şüphesiz kültürümüz bizim için yalnızca bir miras değil aynı zamanda gelecek nesillere aktarmamız gereken bir emanettir.
Biz de KADEM olarak ahîlik teşkilatının bir kolu olan bâcıyân-ı rum’daki kardeşlerimizin yolundayız. Çünkü medeniyetleri ayakta tutmanın ancak insanların gönlünde yer etmekle mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu inançla kadın erkek hepimiz milletimize hizmet etmek için gece gündüz demeden çalışıyoruz.
Bugün, farklı kültürlerin birlikte dostça ve kardeşçe yaşadığı bir medeniyetin rehberliğinde kadın ve erkeğin birbirinin dostu ve yardımcısı olduğunu hatırlatıyoruz.
Modern anlayışların gölgesinde unutulan geleneğimizi gün yüzüne çıkarmak ve bu çerçevede yaşanan toplumsal problemlere çareler bulma gayesiyle hareket ediyoruz.
Adaleti, birlikte yaşamanın temel dayanağı kabul ediyor, toplumsal hayata katılım noktasında kadın ve erkeklerin eşit fırsatlara erişimlerini destekleyen sempozyumlar ve kongreler düzenliyoruz.
Değerli Dostlar,
Aile birliğinin güçlendirilmesi adına hiçbir fedakârlıktan çekinmeden çalışan bir ekip olarak bu kadim mirastan aldığımız hisse ile iftihar ediyoruz.
Çabamız her daim insanlığın iyiliğine, mutluluk ve huzuruna hizmet edecek işlere imza atmaktır.
Bu anlamda bu organizasyona ev sahipliği yapan Trakya Üniversitesi Rektörlüğüne ve KADEM Tekirdağ Temsilciliğine teşekkür ediyor, çalıştayımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.