II. Uluslararası Kadın Ve Adalet Zirvesi’nin 2.gününde 25 ülkeden onlarca akademisyen kadınların yaşadığı sorunları tartıştı.
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından düzenlenen II. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nin ikinci gününde dünyanın farklı ülkelerinden akademisyen ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri kadın, adalet eşitlik, barış süreçlerinde kadın, Suriyeli mülteciler gibi konuları masaya yatırdılar.
Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü kapsamında dün WOW Convention Center’da başlayan II. Uluslar arası Kadın ve Adalet Zirvesi’nin ikinci gününde kadın sorunlarını ulusal ve uluslararası farklı boyutlarıyla kamuoyunun dikkatine sunuldu.
“Çalışma Yaşamında Kadın ve İstihdam İmkanları” başlıklı oturumun moderatörlüğünü yapan KADEM Başkanı Doç. Dr. Sare Aydın Yılmaz, kadınların sosyal, ekonomik ve siyasi hayatın içinde daha adil bir yaşam talep etmesi gerektiğini vurguladı. Adaletin farklılıkların dezavantaja dönüşmediği bir sistem olduğunun altını çizen Aydın, “İş yaşamı, sosyal hayat ve aile hayatında bu kadar yükü kadına yüklemek hiç adil değil. Bu yükün ne kadar olacağına kadınlar olarak biz karar vermeliyiz. Yasal olarak eşitliği reddetmeden, sosyal, siyasal ve ekonomik hayatın içinde daha adil ve insaflı bir düzeni istemek zorundayız. Bizler hayatın her alanında nitelikli olarak yer alarak sesimizi duyurmalıyız” dedi.
Oturumda söz alan Emeritus BM Kadın Ulusal Komitesi’nden Almas Jiwani, kadının ekonomik olarak güçlenmesinin önündeki tek engelin korku olduğunu ifade ederek, “Korku ve endişenin içinizdeki gücü bastırmasına izin vermeyin. Kadın ve adalet kombinasyonuna izin verilirse küresel barış da tesis edilmiş olur” diye konuştu.
Aynı oturumda konuşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanı Ferrah Şarman da İSMEK’lerin kadın istihdamına sağladığı büyük katkı hakkında bilgi verdi.
Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki Sharjah Amerikan Üniversitesi’nden Dr. Linzi Janice Kemp ve Hindistan’daki Aligarh Muslim Üniversitesi’nden Vasim Akram da kadınların istihdam olanaklarıyla ilgili istatistiki bilgiler sundular.
“Barış Süreçlerinde Kadın” başlıklı oturumun moderatörlüğünü de Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu üstlendi. Dedeoğlu, çatışma ve savaşın kadınların mücadele yöntemini olmadığını ifade ederek, “Savaşlardan dolayı acı yaşayan kadınlar karşı tarafın da acısını anlar. Acılarda ortaklık kurarlar “dedi.
Oturumda konuşan Müslüman Kadınların Maneviyat ve Eşitlik Adına İnisiyatifi (WISE) yöneticisi Daisy Khan, DAEŞ’le ilgili araştırmasından çarpıcı notlar paylaştı. Khan, radikallerin dini bir ideoloji olarak kullandığı ve böylelikle kitlesel bir seferberlik sağladığını, şiddet eylemlerini doğrulama aracı olarak da dini kullandıklarını belirtti. Khan, 11 Eylül sonrasında Müslümanlar’a bakış açısının değiştiğini ve bununla ilgili çalışma yürüttüklerini, önümüzdeki dönemde de özellikle Trump’un oy aldığı şehirlerde çalışmaları yoğunlaştıracaklarını anlattı.
Afganistan’daki savaşta erkek kardeşlerini, babasını ve eşini kaybeden Afganistan milletvekili ve Kadın, İnsan Hakları, Sivil Toplum Komisyonu Başkanı Fawzia Koofi, “Savaş alanlarında kadınlar yakınlarını kaybetmenin yanı sıra fırsatlarını da kaybediyorlar. Savaş döneminde birçok yetenekli kız eğitimlerini bırakmak zorunda kaldı. Kadınların dokunulmayan alanlara dokunması gerek. Kendi konfor alanlarımızdan çıkmalıyız “diye konuştu.
Kanada’daki Saskatchewan Üniversitesi’nden Bello Olanrewaju Taiwo, kadınların dışlandığı barış süreçlerinde başarısız olunduğunu belirterek, “Birleşmiş Milletler, barış tesisi sürecinde kadınları dışlamazsa istediğimiz dünyaya ulaşırız” dedi.
“Siyasal hayat, sivil toplum ve karar mekanizmalarında Kadın” başlıklı oturum, PAMER Başkanı Doç. Dr. Merve Kaçakçı moderatörlüğünde gerçekleşti. Oturumda konuşan Girl20 Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Farah Mohamed, kadınlarla ilgili yaptığı araştırmaları paylaştı. Konuşmasında kendi ülkesi olan Kanada Başkanı Justin Trudeau üzerinden örnekler veren Mohamed, “Başbakan Trudeau bir feminist ve bunu her fırsatta dile getiriyor. Kabinemizin yarısı kadın. Başbakanımız bunu özellikle yaptı ve kadının siyaset içerisinde olmasını destekledi’’ diye konuştu. Bir ülkenin genç kadınları politikaya katmasının önemi üzerinde duran Farah Mohamed ‘’Bugün kadınların %22.8’ i siyaset içerisinde bu rakamın artması yirmi yıl sürdü. Önümüzde bir yirmi yılımız daha yok. Değişim, ilerleme, yenilik istiyorsak kızların küçük yaşta eğitimlerine önem verip onları genç yaşta siyasetin içine sokmalıyız’’ dedi.
Moderatörlüğünü Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık’ın yaptığı “Suriyeli Mülteci Kadınlar ve Sorunları” başlıklı oturumda AFAD Başkanı Mehmet Halis Bilden, Ürdün’deki Yarmouk Üniversitesi’nden Dr. Sawsan Haider Khries, Houstan Belediyesi İnsan Kaçakçılığı Özel Danışmanı Minal Patel Davis ve Giresun Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Şirin Dilli birer konuşma yaptı.
İran İslamic Azad Üniversitesi’nden Dr. Malektaj Khasravi Babanari, Ka-Der Başkanı Sunay Karamık, Kimeta Başkan Yardımcısı Terry Ince de kadınların sivil toplumdaki yeri hakkında bilgi verdiler.
“Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılıkla Mücadele Yolları” oturumunda ise Bangladeş’teki Chittagong Üniversitesi, Hukuk Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abul Bashar Mohammed Abu Noman, Tunuslu yazar Soumaya Ghannoushi, Women in Islam örgütünden Noera Ayaz, Miami Üniversitesi’nden Nashira Chavez ve TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyesi milletvekili Tülay Kaynarca birer konuşma yaptı.
Zirve “Kültürel Kodlar ve Erkeklik”, “Sinema, Televizyon ve Sosyal Medyada Kadın”, “Kadınların Adalete Erişimi ve Hukuk” oturumlarıyla devam etti.
Zirve kapsamında “Suriyeli Kadın Mülteciler ve Sorunları” ile “Kadın ve Barış” başlıklı da odak grup çalıştayları düzenlendi.