KADEM Sanat, “Hayatın İçinde Kadın” Kitabını Tanıttı
Av. Canan Sarı: “Kadın hakları mücadelemizi ve söylemimizi, sanatla desteklemeyi amaçlıyoruz”
KADEM Sanat ‘Öykü Yarışması’nda dereceye giren ilk 20 hikâyenin yer aldığı “Hayatın İçinde Kadın” adlı kitap, Rami Kütüphanesi’nde edebiyat dünyasına tanıtıldı. ‘Edebiyatta Kadın Hikâyeleri’ söyleşisinin de yer aldığı Edebiyat Buluşmasının konukları; Cihan Aktaş ve Funda Özsoy E. idi.
Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) tarafından, kadına dair konulara sanat penceresinden de bakılması amacıyla kurulan KADEM Sanat, İstanbul Rami Kütüphanesi’nde düzenlediği Edebiyat Buluşması’nda öykü severleri buluşturdu.
KADEM Sanat’ın düzenlediği “Hayatın İçinde Kadın” temalı yarışmada; ‘Kadın’, ‘Kadın hakları’, ‘Kadının toplumdaki yeri’, ‘Sorumluluk paylaşımı, kadın dayanışması’, ‘Sivil kadın hareketleri’, ‘Kadın ve adalet’, ‘Kadının fırsat eşitliğine erişimi’ gibi başlıklarda kaleme alınan öyküler yarıştı. 700’e yakın eser başvurusu alan yarışmada belirlenen ilk 20 öykü, “Hayatın İçinde Kadın” başlığıyla KADEM Yayınları tarafından edebiyat dünyasına kazandırıldı.
Edebiyat Buluşması’nın açılış konuşmasını yapan KADEM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Av. Canan Sarı, “KADEM Sanat faaliyetlerimizle, kadın hakları mücadelemizi ve söylemimizi, sanatla desteklemeyi amaçlıyoruz. Çünkü sanat, ayrıştırmadan konuşan, tüm insanlığı kuşatan çok güçlü bir dil. Bu evrensel dil sayesinde bizler, kadının dünyasını her defasında yeniden keşfediyoruz. Sesimizi geniş kitlelere ulaştırabiliyoruz. Hak, adalet, iyilik, zarafet gibi insana dair evrensel değerler etrafında buluşabiliyoruz.” Dedi.
“Hayatın İçinde Kadın” adlı eserin KADEM Yayınları’nın ilk öykü kitabı olduğunu belirten Av. Sarı, bu eserin genç yazarlara ilham, cesaret vermesi ve nice kadın hikâyelerinin yazılmasına vesile olması temennilerinde bulundu.
KADEM Sanat’ın Edebiyat Buluşması, moderatörlüğünü KADEM Yönetim Kurulu Üyesi ve FSMVÜ Toplum Araştırmaları ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Zeynep Kevser Şerefoğlu Danış’ın üstlendiği, yazar Cihan Aktaşve yazar Funda Özsoy E.’nin konuk olduğu ‘Edebiyatta Kadın Hikâyeleri’ söyleşisine de ev sahipliği yaptı.
Yazı hayatında 40 yılı geride bırakan usta yazar Cihan Aktaş söyleşide, aynı zamanda jürisinde bulunduğu öykü yarışmasına katılan eserler karşısında duyduğu heyecanın altını çizerek “Yarışmaya gelen öyküler çok güzel ve çok kıymetli. Öykü çağıltısı diyorum ben buna. Bu çağıltıyla gelecek belki de ihtiyacımız olan barış, adalet ve huzur.” Dedi.
Aktaş, kadın yazar olarak yaşadığı zorluklara değindi. “Kadınlar hikâyelerinde de tarih boyunca kendini feda eden bir rol üstlendi” diyen Cihan Aktaş sözlerini şöyle sürdürdü: “İlk öykü kitabımı yazarken binlerce göz beni izliyormuşçasına üzerimde baskı hissetsem de çocukluğumdan itibaren edindiğim edebiyat bilinci beni korudu.”
Cihan Aktaş, kadın yazarların toplum tarafından da kolay kolay onaylanmadığını belirterek “Pek çok kadın yazar için, içinden geleni yazmak bir suçlama nedeni olmuştur. Son romanımın kahramanlarından Cevriye Banu, yanlış anlaşılmaktan korktuğu için yazdıklarını yakmıştır. Kadınlar yazmaya teşvik edilmediği gibi yazdıkları için suçlu hissettiriliyor. Kuram hapishanesinde dil nasıl özgürleşebilir? Öykü yazmayı seven çok sayıda kadın, ‘iç dünyamı yansıttığımı düşünecekler’ korkusuyla yazmaktan vazgeçiyor. Ben bu ülkede başörtüsü mücadelesinin de içinden geliyorum. Özellikle mütedeyyin kadın yazarların her cümlesi sorgulanır.” Dedi. Cihan Aktaş, yakında yayınlanacak Kamerun adlı kitabının müjdesini de ilk kez bu söyleşide verdi.
Edebiyat dünyasında kadın olmanın, bazen görülmemeye neden olmakla birlikte kendisi için bir özgürlük alanı da sağlayabildiğini esprili bir dille aktaran Funda Özsoy E. bu durumu ““Türk Edebiyatı, Dergah, Ötüken gibi yayınevlerinden kitapları çıkan biriyim ama hiç görünür olmadım. Özgür olabilmek, özgürce yazabilmek için ortalarda olmamam belki de daha iyiydi. Dolayısıyla kendimi beden olarak gizlediğim için rahat yazdım. Entelektüel dünya, erkek egemenliğin tekelindeymiş gibi bir algı vardı. Kadınlar geçmişte edebiyatın genellikle ‘nesnesi’ konumundaydı. Annelik rolüyle ya da çocuk kitapları yazarı rolüyle öne çıkabiliyorlardı. Virginia Woolf’un 1920’lerde yayınladığı ‘Kendine Ait Bir Oda’ bu duruma en somut tepkidir. Oysa erkek-kadın olarak başka bir dil kurabildiğimizde sistemin dışına çıkabiliriz. ”Sözleriyle anlattı.
Etkinlikte, öykücülükte 40. yılını geride bırakan Cihan Aktaş’a, kadın emeğiyle hazırlanmış, sembolik değeri olan 40 hediye takdim edildi. Edebiyat Buluşmaları, KADEM yöneticilerinin, üyelerinin ve öykü yarışmasına katılan yazarların ‘aile fotoğrafı’ çekimi ile sona erdi.
Hayatın İçinden Kadın, Aile ve Baba, Şehir ve Kadın, Toprak ve Kadın, Göç ve Kadın gibi temalarda yarışmalar düzenleyen KADEM Sanat, fotoğraf, resim, senaryo, kısa film, öykü yarışmalarıyla kadın-sanat ilişkisini güçlendirmeyi ve geleceğe nitelikli bir sanat arşivi bırakmayı hedefliyor.