KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Gümrükçüoğlu: “Dizilerde kadının ‘insanlık onuru’ hiçe sayılıyor”
KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu katıldığı “TV Dizilerinde Kadın” panelinde açıklamalarda bulundu. Bu yapımlardaki temsillerin kadınları, gerçeklikle ilgisi olamayan belli kalıplara ittiğini vurgulayan Gümrükçüoğlu, kadına, aileye ve topluma doğrudan veya dolaylı olarak zarar veren yayınların, reyting ölçüm sisteminden çıkarılması önerdi.
“Televizyon Dizilerinde Kadın” paneli Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ev sahipliğinde, Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) Ankara Temsilciliği ve UMED’in destekleriyle düzenlendi. Açılış konuşmalarını T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu ve KADEM Ankara Temsilcisi Asiye Güneş’in yaptığı panele KADEM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Av. Canan Sarı da katıldı.
KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu açılış konuşmasında, “Her kadın insan onuruna yakışır bir hayatı hak eder” inancının KADEM’in çalışmalarının ana eksenini oluşturduğunu vurguladı. Bu doğrultuda iki alana ağırlık verdiklerini belirten Yönetim Kurulu Başkanı Gümrükçüoğlu, bir yandan kadına yönelik her türlü şiddetle mücadele ederken, aynı zamanda tüm kadınların birey olarak varlığını, ailede ve toplumsal hayatta konumunu zedeleyecek her türlü yaklaşım, norm ve uygulamaya karşı durduklarını açıkladı.
Söz konusu iki çalışma alanı açısından “Televizyon Dizilerinde Kadın” meselesinin kendilerini yakından ilgilendirdiğini belirten KADEM Yönetim Kurulu Başkanı şöyle devam etti:
“Kadının insanlık onurunu hiçe sayan kadın temsilleri ve kadına şiddet örnekleri, bugün pek çok dizinin ana teması. Şu bir gerçek ki, televizyon dizileri, makbul kadın modelini, kadının ailedeki rolünü ve toplumdaki konumunu belirlemede çok etkili bir güce sahip. Ne yazık ki bu güç, büyük ölçüde ‘kadından yana olmayan’ bir kadınlık algısına hizmet ediyor.”
TV dizilerinde zaman zaman bazı kadın temsillerinin popülerleştiğinin, bununsa gerçeği yansıtmadığının altını çizen Saliha Okur Gümrükçüoğlu, annelik, kadınlık ve aile gibi kavramların deforme edilerek ve abartılarak işlendiğini söyledi.
Yönetim Kurulu Başkanı Gümrükçüoğlu şöyle devam etti: “Bir süre öncesine kadar ezilen, şiddete boyun eğen, zayıf kadın rolü TV dizilerinde revaçtayken şimdi onun yerini güzel, daima bakımlı ve zengin kadın temsili aldı. Toplumsal kabullerden sıyrılarak kendi ayakları üzerinde duran kadınlar ise anne olmakla çalışmak arasında denge kuramayan karakterler olarak yansıtılıyor. TV dizilerinde gerçeği yansıtmasa da onu inşa eden bir dünyayla karşı karşıyayız.”
KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu da dizilerdeki hikâyelerin omurgasını oluşturan şiddetin, estetize edilerek normalleştirildiğini, izleyicinin de bir süre sonra şiddetin tarafı hâline geldiğini belirtti. Yönetim Kurulu Başkanı Gümrükçüoğlu TV dizilerinde inşa edilmek istenen kadın temsili ve şiddete karşı çözüm önerilerini de sıraladı. Kötülük ve şiddetin ‘rating’i yükselttiğini vurgulayan Gümrükçüoğlu, “Bu kısır döngüden kurtulmak için kadına ve topluma doğrudan veya dolaylı olarak zarar veren yayınların, reyting ölçüm sisteminden çıkarılması düşünülebilir” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından moderatörlüğünü Ergül Birgül’ün yaptığı panele geçildi. Toplumda diziler konusunda farkındalık yaratmayı ve olası çözümler önermeyi amaçlayan panele oyuncu Deniz Uğur, oyuncu Erdinç Gülener, gazeteci Fadime Özkan, KADEM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, avukat Canan Sarı ve senarist Hilal Çelenk katıldı. Panelistler kendi uzmanlık alanları üzerinden dizilerin topluma olumlu ve olumsuz yansımaları ve çözüm yolları üzerinde durdu.
“Şiddetin reklamı, dizisi ve ratingi olmaz!”
Panelde konuşan KADEM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Av. Canan Sarı da dizilerdeki şiddet olgusuna vurgu yaptı. Av. Sarı şöyle konuştu: “Şiddetin öğrenilen bir eylem biçimi olduğu göz önüne alındığında, TV dizilerindeki şiddetin gerçek hayatta kadına şiddeti tetikleyen ve şiddetle mücadele çalışmalarını önemli ölçüde zorlaştıran bir unsur olarak değerlendirebiliriz.”
“Dizi filmlerindeki kadına şiddet içeriklerinin gerçek mağdur kadınların travmalarını etkileyebileceği ve bu travmanın olumsuz sonuçlarını daha da artıracağı bir gerçektir” diyen Av. Canan Sarı, “Bu dizilerde kadınlara şiddetten kaçış olmaz mesajı verilmektedir” vurgusunu yaptı. Bahsedilen türden yapımlarda Türk toplumunun örf ve âdet yapısına, millî ve manevi değerlerine aykırı, örneğin aile içinde yakın akrabasıyla gönül ilişkisi içinde olan kadın figürlerine yer verildiğini belirten Sarı, suç işlemeyi, suçluyu ve suç örgütlerini övücü, suç tekniklerinin öğretici nitelikte yayınlar da yapılabildiğini hatırlattı.
Av. Canan Sarı son olarak; “20.00-23.00 saatleri arasındaki ‘prime time’ kuşağında yayınlanan dizileri, yaş sınırlaması konulmuş olsa da aile bireyleri hep beraber izliyorlar. Bu nedenle diziler belli kriterlere sahip olmalıdırlar. Şiddetin reklamı, dizisi ve ratingi olmaz!”dedi.