KAMUOYUNA DUYURU
20 Eylül 2023
Son günlerde vakfımızı hedef alan spekülatif saldırılar ve karalama çalışmaları üzerine kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacı hissettik.
Sorumluluk sahibi herkese
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Enerji A.Ş. iş birliğiyle düzenlenen Tekirdağ Sera Gazı Emisyon Azaltımı ve İklim Uyum Çalıştayı’na KADEM Tekirdağ temsilciliğimiz davet edilmiş, soruna ilişkin eylem planına, çalışma alanları doğrultusunda katkıda bulunması talep edilmiştir.
Her sorun gibi iklim sorunlarının da toplumun her kesimini etkileyen farklı boyutları bulunmaktadır.
Ana faaliyet alanımız olmamakla birlikte, bulunmadığımız yerde küresel söyleme kayıtsız şartsız teslim olduğumuz bir dünyada yaşıyoruz. Şüphesiz ki mevcut/olası iklim krizlerinin tek muhatabı kadın değil. Ancak dünya genelinde salgın, deprem, sel gibi afetlerde kadınlar ve kız çocukları kırılgan ve dezavantajlı grupta yer almaktadır. Örneğin 1991’de Bangladeş’teki siklon ve sel felaketinde can veren kadınların sayısı, erkeklerin 5 katı olarak kayıtlara geçmiştir. Üstelik bu felakette bazı ailelerin toplumsal normlar gereği, kızları yerine oğullarını kurtarmaya çalıştığı bilinmektedir. Açe’de meydana gelen tsunamide ölenlerin yüzde 67’si iletişim imkanı kısıtlı kadınlar olurken kuraklık sorunlarının yaşandığı Afrika ülkelerinde de ölenlerin çoğu, göç etme imkânı bulunmayan kadınlardan oluşmuştur. Yine dünya genelinde kadınlar, yoksul kesimin yüzde 70’lik çoğunluğunu oluşturmaktadır.
Özetle
İklim krizlerinin kadını ve erkeği farklı etkilediği/etkileyebileceği açık bir gerçektir. Ve toplumsal her konuda olduğu gibi bu konuda da cinsiyet adaleti merkezli söylemimizi ortaya koymamız gerekir. Bir gerçeğin, farklı küresel lobiler tarafından suistimal ediliyor olması, bizim seyirci kalmak yerine konuya kendi perspektifimizden katkıda bulunmamızı daha da elzem kılmaktadır.
“Cinsiyete duyarlı iklim değişikliği uyumunun güçlendirilmesi” hedefi, içinde geçen ‘cinsiyet’ kelimesi üzerinden üretilen spekülasyonlara feda edilemeyecek kadar ciddi bir konudur. insanlığa hizmet, yaşadığımız dünyaya borçlu olduğumuz bir çaba, çocuklarımızın geleceği için atılan bir adım olarak anlaşılmalıdır.
Hal böyleyken
Uluslararası literatürde kavramsallaşmış olan ‘cinsiyete duyarlı iklim değişikliği’ konusunu, ne anlama geldiği, neyi kastettiği, bağlamı ve amacı saptırılarak bir sataşma, karalama ve saldırı malzemesi olarak kullanmak, iyi niyetten uzak bir tutumdur.