KADEM olarak takipçisi olduğumuz bu davada, verilen hukuk mücadelesi sonucu yerel mahkeme tarafından tüm sanıklara üst sınırdan ceza verildi ve indirim uygulanmadı. Bu karar diğer tüm benzer davalar için emsal niteliğinde olarak, insanlığa kasteden şiddet vakalarında faillere hiçbir tolerans gösterilmeden ceza verilmesinin altını çizdi.

Ancak Yargıtay, sanık Fatih Gökçe hakkında “öldürme” suçundan verilen cezayı onarken, “cinsel saldırı” suçundan dolayı verilen hapis cezasını “delil yetersizliği” gerekçesiyle bozdu.

Oysa, dosyadaki mevcut deliller birlikte incelendiğinde, sanığın cinsel saldırı suçundan cezalandırılması için yeterli olduğu görülmekte. Zira yerel mahkemece ortaya konan durumdan da anlaşılacağı gibi, sanığın cinsel saldırı suçunun delillerini ortadan kaldırmak için diğer sanıklarla birlikte bu cinayeti işlediği açıktır. Şüphesiz hiç kimse bir başkasının işlediği bir suçu ortadan kaldırmak için böylesine hunharca bir cinayete ortak olamaz. Yargıtay kararının çizdiği bu tablo, olağan hayat akışına aykırıdır. Bu sebeple, bugün adaletin yerini bulması adına, Yerel Mahkemenin kararında direnmesini bekliyoruz.

KADEM olarak bizler kadının ‘kadın’ olmasından dolayı uğradığı şiddete, kadın cinayetlerine, ayrımcılığa ve failleri koruyan yargı kararlarına karşı topyekûn bir mücadelenin başlaması gerektiğine inanıyoruz. Ve Özgecanlar’ın katillerinin hak ettikleri en ağır cezaları almaları, şiddetin engellenmesi ve önlenmesi için emek ve gayret gösteren herkesle dayanışma içinde olacağımızı burada bir kez daha ifade ediyoruz.

Gerek ulusal gerek uluslararası kamuoyunun gündeminde yer alan ve vicdanları derinden yaralayan Özgecan Davası, şiddet gören tüm kadınların simgesi haline gelmiştir.

Bu sebeple bu dava sonucunun diğer davalar için emsal nitelikte olması ve Özgecan Aslan cinayetinin toplum vicdanını derinden yaraladığı gözetilerek yerel mahkemenin, Yargıtay’ın kısmi bozma kararına karşı direnmesini istiyoruz.

Kamuoyuna Saygıyla Duyurulur.