Kadın ve Adalet Zirvesi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Kadın ve Demokrasi Derneği tarafından 24-25 Kasım 2014 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle başlayan Zirve’ye dokuz ülkeden bakan veya yardımcıları ile çok sayıda değişik ülkelerden akademisyen, araştırmacı, yazar, gazeteci ve sivil toplum temsilcileri katılmıştır.

Bakanlar düzeyinde gerçekleştirilen oturumda ilgili ülkelerde kadın, aile ve kadın sorunlarına yönelik politikalar değerlendirilmiş; diğer oturumlarda ise kadın sorunları farklı boyutlarıyla ele alınıp tartışılmıştır.

Kadın ve Adalet Zirvesi’nde, Siyasette ve Karar Mekanizmalarında Kadın, Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Adalet ve Eşitlik, Çalışma Yaşamı ve Cinsiyet, Medyada Kadın İstismarı, Kültürel Kodlar ve Ötekileştirme Nedeni Olarak Cinsiyet, Kadına Yönelik Şiddet, Savaş Mağduru Göçmen ve Mülteci Kadınlar, Kadın Ticareti ve Kaçakçılığı gibi konular ele alınmış ve farklı ülkelerden katılımcılar tarafından farklı boyutlarıyla tartışılmıştır.

Söz konusu başlıklarla ilgili olarak aşağıdaki hususlar, Kadın ve Adalet Zirvesi’nin genel eğilimi olarak tespit edilmiştir:

  1. Kadınla erkek arasındaki ilişkide, haklar bakımından eşitliği, ancak toplumsal yükümlülüklerin ve rollerin dağıtımı bakımından adaleti dikkate alan bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Farklılıkları dikkate almadan baskın grupların değerleri üzerinden sağlanan eşitlik, bazı durumlarda dezavantajlı olan grupların aleyhine sonuçlanabilmektedir. Günümüzde eşitlik üzerinden takip edilen politikalara rağmen, kadınların siyasette, karar mekanizmalarında ve ekonomik yaşam alanında erkeklerle eşit konuma sahip olamadıkları bir gerçektir. Kadınların çok yönlü mağduriyetini dikkate alan adaletli bir yaklaşım bu bakımdan büyük önem taşımaktadır.
  2. Kadınlar dünyanın birçok yerinde siyaset ve karar mekanizmalarının yanı sıra, toplumsal hayata katılım konusunda da erkeklere göre geri durumdadırlar. Kadınların siyasal ve toplumsal hayata ve karar mekanizmalarına yeterince katılamaması, çeşitli sosyal, kültürel ve siyasal engellerden, kısıtlı imkânlardan ve sınırlı fırsatlardan kaynaklanabilmektedir. Kadınların toplumsal ve siyasal yaşamda ve karar mekanizmalarında hak ettikleri yeri almalarını sağlayacak politikalara bu bağlamda ihtiyaç vardır.
  3. Toplumdan topluma farklılık göstermekle birlikte, kadınlar iş yaşamında çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Çalışan kadın, geleneksel rollerden kaynaklanan yükümlülüklerle, kamusal alandaki yükümlülüklerini birlikte göğüslemek zorundadır. Bu da kadınların iş yaşamında üst basamaklara doğru giderek geride kalmasına yol açan bir tabloyla sonuçlanmaktadır. Ayrımcılık, mobbing, düşük statülü işlerde çalışma ve düşük maaş gibi sorunlar çalışan kadının çalışma yaşamında karşılaştığı belli başlı sorunlardır.
  4. Kadınların, dünyanın birçok yerinde yaşadıkları sorunların temelinde, eğitim imkânlarına yeterince ulaşamamaları yer almaktadır. Eğitim düzeyinin gelişmişliği, çalışma yaşamına, toplumsal ve siyasal katılıma, kültürel faaliyetlere ve kendini gerçekleştirme yollarına doğrudan etki etmektedir. Bu bakımdan kadınların ilk, orta ve yüksek eğitimini öngören destekleyici ve teşvik edici politikalar büyük önem arz etmektedir.
  5. Dünyanın birçok yerinde medya, kadın bedenini cinsel bir objeye dönüştürerek kadını metalaştırılmakta ve nesneleştirmektedir. Medya bir yandan standart ve ideal bir tip sunarak tüm kadınları bu tipe özenmeye zorlamakta; bir yandan da tüketilen, pazarlanan tüm objeleri kadın bedeni üzerinden pazarlayarak kadını cinsel bir objeye dönüştürmektedir.
  6. Kadın bedeni, benzer biçimde bütün sektörlerin, mal ve hizmetlerin reklamında, tanıtımında ve pazarlanmasında cinsel bir obje olarak kullanılarak metalaştırılmaktadır. Kadın bedeni üzerinden üretilen ve yönetilen algı, kadını bir tüketim malzemesi haline getirmekte ve cinsel bir objeye dönüştürmektedir. Bu da kadının, pazar ve tüketim sarmalı içinde istismarı anlamına gelmektedir.
  7. Kadınlar dünyanın her yerinde değişik nedenlerden dolayı ayrımcılığa maruz kalmakta ve dışlanmaktadırlar. Kadınların ayrımcılığa ve dışlanmaya maruz kalışı sadece cinsiyetinden kaynaklanmamaktadır. Aynı zamanda dini, etnik, sınıfsal ve ırksal gibi çok farklı nedenlerden dolayı kadınlar ayrımcılığa maruz kalmakta ve dışlanmaktadırlar. Bazı durumlarda kadınlar bizzat başka kadınlar tarafından ezilmekte, dışlanmakta ve hak mağduriyetine uğrayabilmektedirler.
  8. Şiddet, kadınların dünyanın her yerinde karşı karşıya kaldıkları önemli sorun alanlarından biridir. Kadına karşı şiddet, psikolojik baskı, aşağılama, cinsel taciz, ayrımcılık, istismar, dayak ve nihayetinde ölüme kadar uzanan geniş boyutu olan bir sorundur. Kadınlar, hem aile içinde, hem de kamusal alanın her cephesinde; sokakta ve iş yerinde şiddete maruz kalabilmektedirler.
  9. Adalet Zirvesi’nin, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olan 25 Kasım tarihinde gerçekleştirilmiş olması anlamlıdır. Bugünü, kadına yönelik şiddete karşı duyarlılık, farkındalık ve bilinç geliştirmek için bir fırsat olarak kullanmak gerekir. Ancak kadına karşı şiddetle mücadeleyi sadece bir günle sınırlı tutmayıp tüm zamanlara yaymak önemlidir. Siyasetçilerin, yöneticilerin, karar vericilerin, sivil toplum örgütlerinin, medyanın ve nihayetinde toplumun bu sorunu gündeminde canlı tutması ve bununla mücadele etmesi önemlidir.
  10. Dünyanın birçok bölgesinde savaş ve şiddet olayları yaşanmakta, bunların sonucunda çok sayıda insan yurdundan ve yerinden edinilerek göçmen durumuna düşmektedir. Savaş ve şiddetin en önemli mağdurları hiç kuşkusuz kadınlar ve çocuklardır. Kadınlar, çocuklarıyla birlikte evsiz duruma düşmekte, sağlıksız çevre koşullarında yaşamaya mahkûm edilmekte, sağlık ve beslenme sorunlarıyla karşı karşıya kalmakta, gerekli eğitim ve sağlık koşullarından yararlanamaz duruma düşmektedirler. Bu bağlamda Türkiye’ye sığınmış olan bir buçuk milyonu aşkın Suriyeli göçmenin durumunu uluslararası aktörlerin ve kurumların dikkatine sunmak büyük önem taşımaktadır.
  11. Kadın ticareti ve insan kaçakçılığı, kadınların yaşadığı şiddetin dramatik boyutlarından birini oluşturmaktadır. Bu sorun aynı zamanda küresel bir boyut kazanmış durumdadır. Kadın ticareti, çoğu zaman kadınların kendi isteklerinin dışında dahil oldukları bir mağduriyet sarmalıdır. Kadınlar kaçırılarak veya kandırılarak insan tacirlerinin eline düşmekte ve zorla çalıştırılmaktadırlar. Kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra, tüm toplumun bu sorunla çok yönlü olarak mücadele etmesi ahlaki bir gerekliliktir.
  12. Günümüz dünyasında gerek Türkiye’de, gerekse dünyanın değişik yerlerinde kadınlar eşit yasalara ve politikalara rağmen toplumsal yaşamın her alanında erkeklere göre geri planda yer almaya devam etmektedirler. Kadınların siyasette, karar mekanizmalarında, iş yaşamında, toplumsal yaşamda ve ailede güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Güçlü kadının, güçlü aile ve nihayetinde güçlü toplum olduğunu unutmamak gerekir.

Sonuç olarak; kadınların güçlendirilmesinde ve kadın sorunlarının çözümünde hükümetlerin yanı sıra, siyasal partilere, yerel yönetimlere, iş dünyasına, medyaya ve sivil toplum örgütlerine büyük görevler düşmektedir. Kadının güçlendirilmesine yönelik takip edilecek politikalarda ve kadınların çok yönlü mağduriyetini ve sorunlarını aşmada, adaleti dikkate alan adımlar ve yaklaşımlar büyük önem taşımaktadır.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

[button color=”normal” size=”large” fullwidth=”expand” target=”_blank” ]ENGLISH[/button]

WOMEN AND JUSTICE SUMMIT FINAL DECLARATION

Women and Justice Summit was realized in Istanbul between 24-25 November 2014 by the Ministry of Family and Social Policies and Women and Democracy Association. The Summit, to which ministers and vice-ministers from nine countries as well as academics, researchers, writers, journalists and non-governmental organization representatives from various countries attended, was commenced with the honoring of the President of the Republic.

During session held at the level of ministers, relevant countries’ policies on the woman, the family and women’s problems were evaluated, and during the other sessions, women’s problems were dealt with and discussed from different perspectives.

Topics discussed by the participants from several countries at the Women and Justice Summit from different perspectives include Women in Politics and Decision Making Mechanisms, Justice and Equality in the Context of Gender, Work Life and Gender, Abuse of Women in the Media, Cultural Codes and Gender as the Reason for Marginalization, Violence against Women, War Victim Immigrant and Refugee Women, and Women Trafficking.

For the concerned topics, below issues have been established as the general tendency of the Women and Justice Summit:

1. In the relationship between men and women, an approach considering equality for the rights, but justice for the distribution of the social obligations and roles is required. Equality ensured over the values of the dominant groups without considering the differences may result in to the detriment of the disadvantaged groups in some cases. It is a fact that today women do not have equal positions in the politics, decision making mechanisms and economic life with men, despite the policies followed through equality. A fair approach taking the women’s multidimensional victimhood into consideration is of a great importance in this sense.

2. In various parts of the world, women are behind the men not only in politics and decision making mechanisms, but also participation in the social life. Women’s inability to sufficiently take part in the politics and social life and decision making mechanisms may be due to several social, cultural and political obstacles, limited resources and limited opportunities. In this context, policies to ensure women’s getting their well deserved position in the political and social life and the decision making mechanisms are required.

3. Despite varying from one society to the other, women encounter with several problems in the business life. Working women have to resist the obligations arising from the traditional roles, as well as their obligations in the public space. This results in women’s getting behind in the business life, particularly when it comes to the upper levels. Problems such as discrimination, mobbing, low status jobs and low wages are some of the significant problems that the working woman encounters with in the business life.

4. On the basis of the problems experienced by the woman in various parts of the world, there lies their lack of access to educational opportunities. Development of the educational level has direct impacts on the business life, social and political participation, cultural activities and ways of self-realization. In this context, supporting and encouraging policies that stipulate women’s primary, secondary and high education are of great importance.

5. In several parts of the world, media commodifies and objectifies the woman, by turning the female body into a sexual object. Media presents a standard and ideal type and forces women to aspire this type on one hand, and it turns the woman into a sexual object, by marketing all consumed, marketed objects through the female body on the other.

6. Similarly, woman’s body is used as a sexual object in the advertising, promotion and marketing of all sectors, commodities and services, and therefore, is commodified.  The perception produced and managed over the woman’s body renders the woman a consumption material and turns it into a sexual object. This means abuse of woman within the spiral of market and consumption.

7. Women are exposed to discrimination and excluded for several reasons all through the world. Women’s exposure to discrimination and exclusion is merely only due to their gender. Women are also exposed to discrimination and exclusion for several religious, ethnic, class and racial reasons. In some cases, women are oppressed, excluded and unjustly treated by some other women.

8. Violence is one of the important problem areas that the women face anywhere in the world. Violence against women is a multidimensional problem from psychological pressure, humiliation, sexual abuse and discrimination to abuse, beating and finally death. Women may be exposed to violence both at home and any field of the public space; on the street and at the workplace.

9. It is meaningful to hold the Justice Summit on November 25th, which is the International Day for the Elimination of Violence against Women. This day has to be used as an opportunity to raise awareness and consciousness for violence against women. However, it is important not to keep the struggle against violence against women limited to a single day, but to expand it to the entire year. Politicians’, administrators’, decision-makers’, non-governmental organizations’, medias’ and lastly society’s keeping this problem on the agenda and their struggle against it are important.

10. Acts of war and violence are experienced in several parts of the world, and as a result, many people are deterritorialized and rendered immigrants. The most important victims of war and violence are women and children, for sure. With their children, women become homeless, condemned to live under unhealthy environmental conditions, face health and nutrition problems and become unable to use the required educational and medical facilities. Within this context, it is highly important to draw attention of the international actors and institutions to the situation of over one and a half million Syrian immigrants, who found asylum in Turkey.

11. Women trafficking and human trafficking account for one of the dramatic dimensions of the violence women are exposed to. This problem also has a global dimension. Women trafficking is a spiral of victimhood that women engage in usually against their own will. Women fall into the hands of human traffickers by being abducted or deceived, and forced to work. It is an ethical requirement to struggle against this problem by the entire society, in addition to the public institutions and organizations.

12. In today’s world, women continue to be remain behind the men in each and every area of the social life both in Turkey and several parts of the world, despite the equal policies and laws. It is highly important for women to be empowered in the politics, decision-making mechanisms, business life, social life and within the family. It should always be remembered that a powerful woman means a powerful family and therefore, a powerful society.

Consequently, not only the governments, but also political parties, local administrations, business world, media and non-governmental organizations need to assume duties to empower the women and to solve the women’s problems. Justice based steps and approaches are of great importance in the policies to follow for empowering the women and in eliminating the women’s multidimensional victimhood and problems.

Respectfully announced to the public.

Yazıyı Paylaşın!

Son Haberler

Bültenimize Abone Olun!

Bizi Takip Edin

Go to Top