Uluslararası Kadın ve Göç Sempozyumu
Bursa’da Gerçekleştirildi
21-22 Aralık 2018, Bursa
KADEM Bursa Temsilciliği’nin Bursa Büyükşehir Belediyesi Göç Tarihi Müzesi ile düzenlediği, göç olgusunun kadınlar üzerindeki etkilerinin tüm boyutlarıyla tartışıldığı ve iki gün süren “Uluslararası Kadın ve Göç Sempozyumu: Sınırlar Arasında Kadın Olmak” gerçekleştirildi.
Sempozyumun açılış programına; KADEM Yönetim Kurulu Üyesi Sevim Zehra Can Kaya, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mihrimah Kocabıyık, Bursa İl Göç Müdürü İsmail Fatih Tüzen, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulcay, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, Diaspora Türk Proje Müdürü Gökhan Duman, Bursa Temsilci Yardımcısı Mürüvvet Yaman ve davetliler katıldı.
Göç olgusuyla ilgili çalışmalar yapmış ulusal ve uluslararası çok sayıda katılımcının bu çalışmalarını katılımcılarla paylaşarak tartıştıkları sempozyumun açılışı, Bursa Temsilci Yardımcısı Mürüvvet Yaman’ın yaptığı konuşma ile başladı. Yaman konuşmasında sempozyumda ele alınacak konular hakkında bilgiler vererek göçün kadınlar üzerindeki olumsuz etkilerine değindi.
“Filistinliler olarak sürgünü yaşadık ve ülkemizden ayrılmak zorunda kaldık”
Yaman’ın ardından konuşan Diaspora Türk Proje Müdürü Gökhan Duman ise göç ile ilgili fotoğrafların 1961 yılında Sirkeci’den başladığını ve günümüze kadar geldiğini ifade etti.
Bursa İl Göç Müdürü İsmail Fatih Tüzen konuşmasında yürüttükleri çalışmalar ile ilgili katılımcıları bilgilendirerek toplumsal cinsiyet adaletini desteklediklerini, kadın ve ailenin güçlendirilmesi için faaliyetler ve çalışmalar yürüttüklerini açıkladı.
Filistin Politeknik Üniversitesi Rektörü İmar A Khatib, Filistinliler olarak sürgünü yaşadıklarını ve ülkelerinden ayrılmak zorunda kaldıklarını söyleyerek; “Hâlâ nakbayı, yani felaketi yaşıyoruz.” dedi.
Konuşmasında Anadolu’nun ırk, etnik köken vs. fark etmeksizin bütün insanlığı kucakladığını anlatan Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir; “Topraklarımızın bu eşsiz özelliğinden yola çıkarak bizlerde birbirimize sahip çıkmalıyız.” dedi.
Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulcay, göçün insanlara acıyı hatırlattığını söyleyerek çeşitli nedenlerden dolayı 250 milyon insanın zorunlu olarak göç etmek durumunda kaldığını son 50 yılda yaşanan göçlerde ciddi bir artış olduğunu ve bu durumun üç katına çıktığını açıkladı.
“Göçe ve sebeplerine uzak kalmak insani ve vicdani değildir!”
Sempozyumda konuşan Yönetim Kurulu Üyesi Sevim Zehra Can Kaya, göçten en çok kadınlar ve çocukların etkilendiğini ve bu nedenle de KADEM’in göç olgusu üzerinde çalıştığını söyleyerek sığınmacılarla ilgili yürütülen çalışmalardan bahsetti. Kaya: “Savaş sebebiyle on binlerce insan hayatını kaybediyor, milyonlarca insan ise ülkelerinden göç etmek zorunda kalıyor. Hal böyleyken meseleye uzak kalmak insani ve vicdani olmadığı gibi sessiz kalmak da bu suça ortak olmaktır. Suriye’deki savaş nedeniyle ülkemize sığınan kadınlar için AFAD’la birlikte açtığımız Sığınmacı Kadınlar Merkezi’nde sığınmacı kadınlara eğitimler veriyor, hukuki ve psikolojik danışmanlık hizmetiyle onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz.” dedi.
Son konuşmayı yapan Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mihrimah Kocabıyık ise Bursa’nın tarihinden bahsederek başladığı konuşmasında; şehrin Osmanlı’nın şehircilik anlayışı ve göçlerle yenilenen ve şekillenen bir şehir olduğunu ve farklı bölgelerden göç sebebiyle gelen bütün insanlara ev sahipliği yaptığını söyledi.
Uluslararası Kadın ve Göç Sempozyumu’nda açılış konuşmaları ve çekilen aile fotoğrafı sonrası, göç temasının işlendiği eserlerden oluşan “Anadolu’dan Avrupa’ya Bir Göç Hikayesi” sergisinin açılışı gerçekleştirildi.
“Göç, zorunlu olduğunda insanı yıpratan bir süreç”
Sempozyumun “Göç, Kültür ve Uyum” başlığı altında gerçekleştirilen I. oturumunda Uludağ Üniversitesi’nde Prof. Dr. Handan Asude Başal, göçün daha iyi bir refah seviyesi, eğitim için gerçekleştirildiğinde güzel olduğunu ifade ederek zorunlu olduğunda insanı yıpratan bir süreç olduğunu vurguladı.
Necmettin Erbakan Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mehmet Birekul, göçmenliğin ve sığınmacılığın sürekli sürgünde kalma hali olduğunu söyledi. Savaş sebebiyle ülkemize gelen Suriyeli sığınmacıların çadırdan çıkıp bir eve yerleştiklerinde burayı Suriye’deki evlerine benzetmeye çalıştıklarını, ülkelerindeki savaş halinin sona ermesinden sonra artık geriye gitmek istemeyeceklerini de ifade eden Birekul, bunun sebebinin de yeni neslin artık Arapça bilmemesi ve burada bir hayat kurmaları olduğunu söyledi.
“Göç ve Sağlık” konusunun ele alındığı sempozyumun II. oturumunda Filistin Politeknik Üniversitesi Rektörü İmar A Khatib, Filistin’de insanların zorla yerinden ettirildiğini, etnik temizlik yapıldığını ifade ederek bunun “nakba” yani felaket olduğunu dile getirdi. Tarihin artık tekerrür etmeyeceğini vurgulayan Khatib: “Bizi topraklarımızdan tekrar atamayacaklar.” dedi.
Sempozyuma Bosna Hersek’ten katılan ve göç sürecinde kadın faktörünün ön plana çıkmasıyla ilgili konuşan Lejla Sunagic konuşmasında, insani yardım operasyonlarında müdahale etmek için yeterli bir kapasitenin olmadığını ancak farkındalığın çok fazla olduğunu ifade etti. Sunagic: “Daha kolay olduğu için herkes psiko-sosyal yardım konusunda çok istekli. Sadece buna odaklanmak hak ihlallerine girmemizi engelliyor.” dedi.
Sempozyumun ikinci günü ise “Göç ve Uluslararası Yansımaları”, Suriyeli Sığınmacılar ve Göçün Getirdikleri”, “Göç, Kadın ve Entegrasyon” oturumları gerçekleştirildi.