7. Toplumsal Cinsiyet Adaleti Kongresi
KADEM, (Kadın ve Demokrasi Derneği) kadının insanlık onurunu teslim etmek gayesiyle gerek akademide gerek sahada çeşitli çalışmalar yapan bir sivil toplum kuruluşudur. Kadın ve erkeği birbirini tamamlayan, ontolojik ve hukuki düzlemlerde eşit varlıklar olarak gören “toplumsal cinsiyet adaleti” kavramını benimser. Kadının güçlenmesiyle ailenin ve toplumun güçleneceğini savunur. Toplumsal bilincin bu hassasiyetlere duyarlı olarak şekillenmesi adına çalışmalar yapar. Bu kapsamda ulusal ve uluslararası faaliyetler gerçekleştirmiş ve projelere imza atmıştır.
KADEM, misyonu ve vizyonu doğrultusunda kadın araştırmalarına katkı sağlamayı hedefler. Alanında adalet merkezli özgün bir söylem üretmeyi amaçlar.
Bu doğrultuda her sene, KADEM Kadın Araştırmaları Dergisi öncülüğünde Toplumsal Cinsiyet Adaleti Kongresi düzenler.
4 Mart 2021 tarihinde İstanbul’da gerçekleşecek olan 7. Toplumsal Cinsiyet Adaleti Kongresi’nin ana teması “Pandemi Sürecinde Kadın” olarak belirlenmiştir.
COVID-19 salgını bir sağlık problemi olmanın yanı sıra küresel düzlemde birçok değişimi beraberinde getirdi. Salgının, bireysel psikolojiden sosyal hayata, aile düzeninden ekonomik şartlara bir dizi yansımaları oldu. Zaman yönetimi, mutluluk düzeyleri, aile içi şiddet vakaları gibi farklı boyutlarda birçok meseleye dair yeni durumlarla karşı karşıya kalındı. Dijitalleşme, 21. yüzyıl salgın sürecinin belirleyici özelliklerinden biri olarak ön plana çıktı.
Pandeminin kadınların hayatına çok yönlü etkisi ise özel olarak ele alınması gereken bir durum olarak karşımıza çıktı. Bu süreçte evde geçirilen zamandaki artışa paralel olarak kadınların aile içi rol yükünde önemli artış gözlendi. Pandemiye bağlı olarak artan kaygı durumu kadınları da olumsuz şekilde etkiledi. Pandeminin yol açtığı sosyal ilişkilerdeki azalış, kadınların yüz yüze dayanışma mekanizmalarından uzak kalmalarına sebep olurken; bu süreçte şiddete maruz kalma riski de arttı. Pandeminin önemli sonuçlarından zorunlu dijitalleşmenin de kadınların hayatına etkileri oldu. Yine bu süreçte yaşanan geçim kaybından direkt etkilenenler ailenin o gün ne yiyeceğini düşünen kadınlar oldu.
Çalışan kadınlar ise hem ev yükündeki artış, hem çocukların eğitime evde devam etmeleri sebebiyle önemli zorluklarla yüz yüze geldiler. Sendikaların ve TÜİK’in verileri salgının kadın işgücünü erkeklerinkinden daha fazla etkilediğini gösterdi. Bu süreçte işgücünden çekilen kadın sayısının erkeklerden fazla olduğu tespit edildi. Çevrimiçi çalışma düzenine geçen kadınların birçoğu ev işi ve çocuk bakımı konusunda önceden almakta oldukları kamusal, özel veya sosyal destekten mahrum kaldı. Böylece evden çalışan kadının çalışma hayatına katılımı çeşitli sıkıntılarla birlikte gerçekleşti. Evden çalışmak durumunda kalan erkeklerin hane içerisinde yeni roller üstlenmeleri yahut üstlenmekten geri durmaları da aile dinamiğini farklı şekillerde etkiledi. Eğitimde dijital sisteme geçen çocukların yeni düzeni, ebeveynler için yeni sorumluluk alanları oluşturdu. Kısaca kamusal ve özel alanların iç içe geçtiği yeni bir süreç başladı.
KADEM olarak, “Pandemi Sürecinde Kadın” başlığı altında, toplumsal cinsiyet adaleti perspektifinden, COVID-19 sürecinde ev-iş-aile ilişkilerinin kadınların hayatına nasıl yansıdığını ele almak arzusundayız. Kongrede sunulacak bildirilerle, meseleye dair fikir alışverişine imkân veren, disiplinlerarası bir tartışma platformu oluşturmak istiyoruz. Yeni arayışlara kapı aralamayı; kadının ve ailenin yeni normallerine dair sosyal politikaların, yeni strateji ve uygulamaların oluşumuna katkıda bulunmayı arzu ediyoruz.
Bu çerçevede kongreye değerlendirilmek üzere iletilen bildiri özetleri 750-1000 kelime arasında olmalıdır. Bildiri özetinde araştırmanın yöntemi ve muhtemel bulgularına yer verilmelidir. Sunulmak üzere kabul edilen bildiri metinleri, 7. Toplumsal Cinsiyet Adaleti Kongresi Bildiriler Kitabı içinde yayımlanacaktır.