Muğla’da geçtiğimiz haftadan beri kayıp olan Cansu Kaya’nın acı ölümünü büyük üzüntü ile öğrendik. Cansu Kaya nezdinde ülkemizde sayısı gün geçtikçe artan kadına yönelik tüm şiddet olaylarını kınıyor, benzeri acı hadiselerin son bulmasını yürekten arzuluyoruz.
Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi çalışma amaçlarının ilk sıralarına yerleştiren bir sivil toplum örgütü olan KADEM olarak, bu olaya kayıtsız kalmamakta, konuya ilişkin önleme ve çözüm bulma konumundaki tüm kurum ve yetkilileri göreve çağırmaktayız.
Kadına yönelik şiddetle mücadelede, her STK kendi yöntemlerini belirlemektedir. KADEM bu konuda gerçekleştirdiği çalıştaylar, paneller, konferanslar ve Kasım 2014 tarihinde yayınladığı İstanbul Sözleşmesi Raporu’nun lobi çalışmaları ile çalışmalarını sürdürmektedir. Gerek Mecliste komisyon görüşmelerinde, gerekse ilgili Bakanlıklardaki toplantılarda sorunun çözümü için gerekli önerilerde bulunmuştur, yeni meclis döneminde de çalışmalarına devam edecektir. Bu anlamda KADEM’i sahaya çağırdığını söyleyen bir takım STK’lar, öncelikli olarak Tarsus’ta faşist ve antidemokratik olarak gerçekleştirdikleri çirkin saldırıyı telafi edecek yolu ortaya koymalıdırlar. Kadına yönelik şiddetle mücadelede ancak böyle güçlü bir ses ortaya çıkacaktır. Tüm kadınları ilgilendiren böyle bir konu hiç kimsenin kimsenin tekelinde de olamaz. Biz KADEM olarak uğradığımız saldırılara rağmen, kadın haklarını savunmaya devam edeceğimizin ve kadına yönelik şiddetle mücadelede bulunacağımızın kamuoyu tarafından bilinmesini isteriz.
Her şeyden önce altını çizerek söylüyoruz ki suçu işleyenlere hak ettikleri caydırıcı ceza verilmeli ve cezaların etkin infazı sağlanmalıdır, başta 6284 sayılı kanun olmak üzere kadına yönelik şiddete ilişkin düzenlemeler etkin uygulanmalı, kadınların korunmasındaki tüm bürokratik engeller kaldırılmalıdır. Kadınların mağdur olduğu cinayet, taciz ve tecavüz vakalarının yargılamasında sanıklara “haksız tahrik” ve “iyi hal” indirimler uygulanmamalı, hafifletici sebepler aranmamalıdır. Yargılama pratiklerinde bu indirimlerin uygulanmaması için kamuoyunca Özgecan Yasası olarak bilinen ve desteklenen, Özgecan’ın ailesinin de talep ettiği yasal değişiklikler meclisin ilk gündemi olmalıdır. Sözkonusu yasal değişikliğin olmasını beklenmeksizin, kanun uygulayıcısı hâkimler takdir ve yorumlarına bırakılan bu indirim nedenlerini uygulamamalı, en üst sınırdan ceza vermelidir.
Yapılan tüm çalışmaların sözde kalmamasını, artık bu gidişatın değişmesini ve böylesi müessif olayların bir daha yaşamamasını gönülden arzuluyoruz. KADEM’in gerçekleştirdiği çalışmaları görmezden gelerek, derneğimiz ile ilgili toplum üzerinde yanlış intibalar uyandırmaya çalışan birtakım STK’lara rağmen de hem Özgecan davasının takipçisi olacağımızı hem de Cansu Kaya gibi vakaların tekrar yaşanmaması adına çalışmalarımıza devam edeceğimizi kamuoyuna saygı ile duyuruyoruz.
Cansu Kaya’ya Allah’tan rahmet, acılı ailesine ve yakınlarına sabır ve baş sağlığı diliyoruz.
Kadın ve Demokrasi Derneği