28 Haziran 2016, İzmir
İzmir’in Menderes ilçesindeki bir köyde, kız çocuklarına toplu cinsel istismarda bulunan 66 yaşındaki sapık okul müdürünün bugün yapılacak duruşmasında KADEM olarak hazır bulunuyoruz. Hakkında 102 yıl hapis istenen sözde “eğitimci”, 1.5 yıl tutuklu yargılanmasının ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Bizler, toplumun en kırılgan kesimi olan kadına ve çocuğa karşı her türlü şiddetin kabul edilemez olduğuna inanan bir sivil toplum kuruluşu olarak diyoruz ki , “İSTİSMAR FELAKETTİR” İstismarın çocuğun bedenine, o bedenin parçası olan ruhuna, iç dünyasına, psikolojisine ve bütün geleceğine yapılan bir saldırı olduğunu haykırıyoruz.
Kabul edilemez şekilde Trajik bir hale ulaşan bu istismar olaylarında, kurumların toplumun sessizliği ve özellikle ailelerin çocukların geleceğine dair mahalle baskısından kaynaklanan kaygıları başka istismar olaylarına da davetiye çıkarmaktadır. Çocukların cinsel istismarına sessiz kalan her birey, aynı zamanda “göz yummuş” olmaktadır. Göz yuman kişiler, bireysel vicdanı ve ahlaki değerleri de kaybetmiş olmanın yanı sıra, olaya sessiz kalarak yasal anlamda sorumlu hale gelmişlerdir. Çocukları korumak için sessizliği bozmalıyız . İstismarcıyı korkmadan çekinmeden ifşa etmeliyiz.
Evrensel bir sorun olan çocuk istismarı ; etnisite din ırk mezhep ve cinsiyet ayırt etmeksizin gerçekleşen, ailenin ve toplumun bütünlüğünü felakete sürükleyen alçakça bir durumdur. Bununla mücadele etmenin tek yolu , toplumun siyasal ve ideolojik bağnazlıklarından soyutlanarak mümkündür. Bugün Türkiye’nin farklı bakış açısına sahip sivil toplum kuruluşları olarak, bu dava ile ortak bir mücadeleye kapı aralamak arzusundayız. Zira her çocuk bir gelecektir , çocuklar ve gelecek hepimize aittir!
Sivil toplum kuruluşları olarak bu olaylara haklı tepkimizin yanında devletin ilgili kurumlarının ve siyasilerin de, ivedilikle, sivil toplum akademi ve alanında uzman kişilerle istişare ederek kastrasyondan müebbete teknik takipten anayasal düzenlemelere kadar yapıcı onarıcı ve koruyucu politikaları geliştirmelerini beklemekteyiz.
Bu doğrultuda hiç vakit kaybetmeksizin,
• Adli ve idari soruşturma makamlarının bu olayların failleri ile ihmali bulunan tüm sorumluları tespit ederek gerekli müeyyidelerin uygulanmasını,
• Avrupa Konseyi Çocuğun Cinsel Sömürü ve İstismardan Korunması, yani Lanzarote Sözleşmesi ve diğer uluslararası sözleşmeler ışığında Anayasa ve yasalarda değişiklik yapılmasını,
• Bilhassa Anayasa Mahkemesi’nin 12 Kasım 2015 tarihli kararı ile iptal edilen Türk Ceza Kanunu’nun “Çocukların cinsel istismarı” başlıklı 103/2. maddesinde yer alan hükmün acilen meclis gündemine alınmasını,
• Devlete çocukların korunması görevini yükleyen Anayasa’nın 41. ve 61. maddeleri doğrultusunda bir çocuk koruma sistemi oluşturulmasını
talep ediyoruz.
Bugün duruşması yapılan sapığın en ağır cezayı alması, bu cezanın gelecekteki olayların önünü almak için bir emsal olması ve adaletin sağlanmasını beklemekteyiz. çocuklarımızın bedenlerine uzanan kirli ve sapık ellere “Artık Yeter!” diyoruz.
Toplumsal, ahlaki ve manevi değerlerimizin sapık, aşağılık zihniyetlerin gölgesinde yıpranmasına izin vermemek için; burada olmayı, çocukların ve ailelerinin yanında durmayı kendimize görev addediyoruz.
Masum çocukların değil sapıkların utanç içinde yaşayacağı bir dünya için tüm kamuoyunun, bu davada teyakkuz halinde olmasını, çocukların ve ailelerinin adalet arayışında yanlarında durmasını tekrar rica ediyor, bu sapıkların ellerini çocuklarımızın bedenlerinden çekene kadar herkesi mücadeleye ortak olmaya davet ediyoruz.